English Turkish military
DISENGAGE : English Turkish military
MUHAREBEYİ KESMEK:Düşmana karşı girişilen bir hareketi durdurmak
DISENGAGEMENT : English Turkish military
MUHAREBEYİ KESME:Silahların kontrolünde, karşı koyan yabancı kuvvetlerin yerli askeri kuvvetlere direkt etkide bulunmadan, coğrafi bakımdan ayrılmaları ile sonuçlanacak teklifler için kullanılan genel bir terim
DISESTABLISH : English Turkish military
LAĞVETMEK:Bir kıyı teşkilini, Deniz Kuvvetleri kadrosundan resmen kaldırmak suretiyle, ayrı bir faaliyet olarak mevcudiyetine son vermek
DISGUISE : English Turkish military
GİZLEMEK, GİZLENMEK, GİZLENMEK İÇİN KIYAFET DEĞİŞTİRMEK:
DISHONORABLE DISCHARGE : English Turkish military
ŞEREFSİZ TERHİS, TART:Bir şahsın askerlik hizmetinden şerefsiz bir bir şekilde çıkarılması. Bu şekilde çıkarma, ancak, genel askeri mahkemenin kanaat ve mahkumiyet kararı üzerine yapılır. Buna "yellow discharge" da denir
DISINFECTOR : English Turkish military
ETÜV:Elbise ve malzemeyi bitten temizlemek ve dezenfekte etmek üzere kullanılan alet
DISMISS : English Turkish military
PAYDOS ETMEK:Herhangi bir eğitim, tören veya düzenden sonra dağılmak üzere bir birliğe emir vermek
DISMISSAL : English Turkish military
TARD, İHRAÇ:Bir sıkıyönetim mahkemesi veya askeri mahkemenin tard kararı ile bir subay veya subay adayının hizmetten şerefsiz bir şekilde çıkarılması
DISMOUNT : English Turkish military
İNMEK:At, motosiklet, bisiklet vesaireden inmek
DISMOUNT LINE : English Turkish military
TRAFİK SINIRI:Tümen veya daha üst karargahlarda, trafiğin daha ileri geçmesine engel olmak için konulan hat. Bak. "traffic line"
DISMOUNTED : English Turkish military
YAYA:Bindiği veya binmekte olduğu bir vasıtadan inerek yaya kalan kimse
DISMOUNTED DEFILADE : English Turkish military
YAYA SÜTRESİ:Vasıtadan inmiş bir insanı düşman gözünden gizlemeye yeterli sütre
DISOBEDIENCE : English Turkish military
İTAATSİZLİK:Verilen emirlere itaat etmeme, askeri kanunlara uygun hareket etmeme hali. Bak. "insubordination" ve "obedience"
DISPATCH : English Turkish military
GÖNDERİLEN YAZI:Gönderilen emir, haber, rapor vesaire
DISPATCH ROUTE : English Turkish military
KONTROLLÜ YOL:Gerek kullanma önceliğinin, gerek trafiğin, zaman ve mesafe bakımından, düzenli hareketinin tam bir kontrola tabi tutulduğu karayolu. Kontrollu bir yoldaki faaliyet demir yolundakine benzer
DISPATCHER : English Turkish military
ARAÇ KAYIT VE SEVK MEMURU:Karayollarında, ulaştırma vasıtalarının hareketini düzenleyen ve idare eden memur
DISPENSARY : English Turkish military
DİSPANSER:Esas itibariyle hastane tedavisine ihtiyaç göstermeyen hastalara, ayakta tedavi hizmeti sağlamak maksadıyla, bu maksada uygun personel ve malzeme ile donatılmış bir tıbbi tedavi tesisi. Bir dispanseri aynı zamanda, hizmetinde bulunduğu personelin beden muayenesi, aşılarının yapılması, idari hizmet temini vesaire gibi, esas itibarıyla askeri bir görevin desteklenmesi için zaruri, koruyucu tıbbi ve sıhhi tedbirler nevinden, sağlıkları ile ilgili, tedavi, dışı bazı faaliyetlerde de bulunur. Dispanserin kendisine verilen görevi yerine getirebilmesi için, gerekli destek servisleri ile teçhiz edilmesi gerekir. Dispanserde; bir hastaneye nakillerini bekleyen hastaların müşahede altında tutulmaları ve ayakta tedavi ile bakımlarına imkan olmayan fakat hastane tedavisine de ihtiyaç göstermeyen hastaların bakımı için bir miktar (normal olarak 25 den az) yatak bulundurulabilir. Tahmini hastalık süreleri 72 saatin üstünde olan hastalar, bir hastaneye nakilleri için gerekli süreden daha uzun zaman dispanserde yatak işgal edemezler
DISPENSER : English Turkish military
TEVZİ EDEN, DAĞITICI:Hava silahlarında, tali cephaneyi boşaltmak ve taşımak için kullanılan bir araç veya muhafaza
DISPERSAL : English Turkish military
DAĞILMA:Beka imkan ve kabiliyetini arttırmak amacı ile kuvvetlerin yeniden konumlandırılması. Bak. "dispersion"
DISPERSAL AIRFIELD : English Turkish military
DAĞILMA HAVAALANI:Askeri hava araçlarının ya geçici görev ya da konuş değişikliği esasına göre, H-saatinden önce intikal edip, harekata katılabilecekleri, askeri veya sivil bir havaalanı. Bak. "airfield"
DISPERSAL AREA : English Turkish military
DAĞILMA SAHASI:Hava taarruzlarından ve topçu ateşi yoğunluğundan korunmak üzere, kıta ve malzemenin geniş şekilde yayıldığı saha
DISPERSAL BAYS : English Turkish military
UÇAK RÖFÜJLERİ:Münferit uçakların park etmeleri, ikmal maddeleri ve teçhizatın dağınık halde bulundurulmaları için faydalanılan, toprak setlerle muhafaza edilmiş açıklık veya sahalar
DISPERSAL, AIRCRAFT RECOVERY AND RECONSTRUCTION : English Turkish military
DAĞILMA, UÇAK KURTARMA VE YENİDEN TEŞKİLATLANMA (HV.):Halen Hava Kuvvetleri-ihtiyatı kurtarma grup ve filolarına verilmiş üç görev sahası. (Evvelce buna "Air Reserve Recovery Program" denirdi. )
DISPERSED AIRDROME : English Turkish military
DAĞINIK TESİSLİ HAVA MEYDANI:Bakım ve onarım tesisleri, uçakların inip kalkacakları, yerin mümkün olduğunca uzağına serpiştirilmiş hava meydanı
DISPERSED FORMATION : English Turkish military
DAĞINIK ŞEKİL, DAĞINIK NİZAM (DZ.):Birliklerin, düşman ateş tesirini azaltmak üzere aldıkları şekil. Bu terim; birliklerin muharebe maksadıyla yayılmasında kullanılan "extended formation" dağınık düzen terimi ile karıştırılmamalıdır
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani