Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
EXTRACT REQUISITION : English Turkish military

ÜST KADEMEDEN İSTEK, HAVALE İSTEK:Gerekli işlem için bir Amerikan denizaşırı ikmal makamından bir teknik sınıf ikmal noktasına sunulan veya bir ikmal ya da stok kontrol bürosundan diğerine gönderilen bir istek veya isteğin bir kısmı

EXTRACTION PARACHUTE : English Turkish military

KILAVUZ PARAŞÜT, YÜK ÇEKİŞ PARAŞÜTÜ:Uçuş halindeki uçaktan yükü çıkarmaya ve yük paraşütünü açmaya yarayan bir yardımcı paraşüt. Ayrıca bakınız: "gravity extraction"

EXTRACTION ZONE : English Turkish military

HAVADAN ATMA BÖLGESİ:Yere çok yakın uçan bir uçaktan, bir yük atma tekniği kullanarak ikmal maddeleri ve/veya teçhizatın tedarik edilmesi için kullanılan, belirlenmiş bir bırakma (havadan atma) bölgesi

EXTRACTOR : English Turkish military

TIRNAK:Bir topun hartuç yatağından (hafif ateşli silahlarda fişek yatağından) boş bir kovanı veya ateş almamış bir fişek veya hartuşu dışarıya çekmeye ve atmaya yarayan cihaz. Bu terimi; ateş almamış bir mermiyi veya boş kovanı namlu arka kısmından veya sandıktan dışarı atan (ejector) ile karıştırmamalıdır. Buna (shell extractor) da denir

EXTRADITION : English Turkish military

SUÇLULARIN İADESİ:Bir memlekette suç işleyip başka bir memlekete sığınanların, muhakeme edilmek üzere, suçu işledikleri memlekete geri verilmesi

EXTRAGALACTIC NEBULAE : English Turkish military

DIŞ GALAKSİ NEBULASI (HV.):Samanyolu dışındaki geniş yıldız kümeleri

EXTRAPOLATE : English Turkish military

EKSTRAPOLE:Bir mıntıka dahilinde bulunan fonksiyonların kıymetlerine göre bu mıntıkanın dışındaki fonksiyonların kıymetini hesaplama usulü

EXTRAPOLATION : English Turkish military

BİLİNENE DAYANAN KESTİRİM:

EXTREME : English Turkish military

UÇ (AŞIRI):

EXTREME RANGE : English Turkish military

AZAMİ MENZİL:Bir uçak veya bir aracın, yakıt ikmali yapmadan gidebileceği azami mesafe

EXTREMELY HIGH FREQUENCY : English Turkish military

SON DERECE YÜKSEK FREKANS:Bak. "frequency"

EXTREMIST : English Turkish military

MÜFRİT, AŞIRI KİŞİ:

EXUDATION : English Turkish military

SIZINTI:Bir infilak maddesinden, genellikle kimyasal bir reaksiyon veya termal değişikliklerden meydana gelen basınç sonucu, bir maddenin (çok kere yağlı, katranlı veya gazlı maddenin) dışarı sızışı

EYES LEFT (RIGHT) : English Turkish military

SOLA (SAĞA) BAK !:Yürüyüş düzeninde, kıtalara başlarını sola (sağa) döndürmeleri için verilen komut. Bu hareket, solda (sağda) bulunan merasim denetleme heyetini selamlamak için yapılır

EYESHIELD : English Turkish military

GÖZ MAHFAZASI:Gözleri; güneş, rüzgar kum, toz veya sıvı haldeki yakıcı gaz damlalarından koruyan şeffaf veya renkli plastik cihaz

F : English Turkish military

111 (AMERİKAN SAVUNMA BAKANLIĞI):İKİ TURBO MOTORLU SESTEN HIZLI HER TÜRLÜ HAVADA KULLANILAN BİR AVCI UÇAĞI:Nükleer ve nükleer olmayan silahları kullanma kabiliyetine sahiptir. Ayrıca kısa akınlardan hazırlıksız hava akınlarına kadar faaliyet imkan ve kabiliyeti vardır. FB-111 modeli ise stratejik bombardıman uçağıdır

F-100 : English Turkish military

Bak. "Super Sabre"

F-101-B : English Turkish military

Bak. "Voodoo"

F-102 : English Turkish military

Bak. "Delta Dagger"

F-104 : English Turkish military

Bak. "Starfighter"

F-105 : English Turkish military

Bak. "Thunderchief"

F-106 : English Turkish military

Bak. "Delta Dart"

F-111 : English Turkish military

F-
Çok kısa ve nispeten hazırlıksız küçük pistlere, asgari bir kara desteği ile inip kalkabilen; nükleer ve nükleer olmayan silahları kullanabilen çift motorlu, turbojet taktik av uçağı. Bu uçak her türlü hava şartları içinde taarruz kabiliyetine sahiptir. Diğer tipleri, uzun menzilli bir palz doppler ateş kontrol sistemine ve havadan havaya nükleer füze atış kabiliyetine sahip bulunan, her türlü havada harekete elverişli bir önleme uçağı ile hem nükleer hem nükleer olmayan silahlarla her türlü havada keşif ve bombardıman kabiliyetine sahip bir keşif uçağıdır

F-14 : English Turkish military

Bak. "Tomcat"

F-15 : English Turkish military

Bak. "Eagle"