Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
FLIGHT PAY : English Turkish military

UÇUŞ ZAMMI:Bak. "aviation pay"

FLIGHT PLAN : English Turkish military

UÇUŞ PLANI:Tasarlanan bir uçuşa ait bilgiler. Bu plan, çıkış zamanını ve yerini, rotayı, muhabere vasıtalarını, muhtemel dönüş ve gidilen yere varış zamanını içerir

FLIGHT PLAN CORRELATION : English Turkish military

UÇUŞ PLANI MÜNASEBETİ:Bilinen uçuş planları yardımı ile bir uçağı tanıtma vasıtaları

FLIGHT POSITION : English Turkish military

UÇUŞ VAZİYETİ:Uçuş halindeki bir uçağın gözetlenebileceği (5) beş görünüşten biri. Bu görünüşler şunlardır.
Önden görünüş (coming flight) veya (front view)
Yandan görünüş (passing flight) veya (side view)
Üstten görünüş (flight at lower altitude) veya (top view)
Alttan görünüş (overhead flight) veya (bottom view)
Perspektif görünüş (maneuvering flight) veya (perspective view)

FLIGHT PROFILE : English Turkish military

UÇUŞ PROFİLİ:İrtifa, hız, menzil ve manevra cinsinden bir uçağın uçuş yolunun belirlenmesi

FLIGHT RATION : English Turkish military

UÇUŞ RASYONU:Uçuş için veya uçuş esnasında verilen, diğer rasyonlardan daha çok nişasta içeren ve gaz yapmayan rasyon çeşidi

FLIGHT READINESS FIRING : English Turkish military

FÜZE UÇUŞ HAZIRLIK ATIŞI (AMERİKAN SAVUNMA BAKANLIĞI):Füzenin rampasına (launcher) tespit edilmiş halde iken, çalışır durumdaki tahrik sistemi ile yapılan kısa süreli bir füze sistemi deneyi. Böyle bir deney, uçuş kontrolundan (deneyinden) önce, füze sistemi ve atış kızağı düzenindeki hazırlık derecesini tespit için yapılır

FLIGHT RECORDER : English Turkish military

UÇUŞ KAYITÇISI, UÇUŞ KAYIT ALETİ:Hava basıncının değişmesi vesaire gibi çeşitli uçuş şartlarını kaydeden kombine alet

FLIGHT REPORT : English Turkish military

UÇUŞ RAPORU:Hava Kuvvetlerinde, bir uçuşa ait detayı kayıt için kullanılan rapor formu. Bu rapora uçuş müddeti, uçağın evsafı ve mürettebatı tarafından yapılan görevler kaydedilir

FLIGHT SURGEON : English Turkish military

UÇUŞ DOKTORU, HAVA DOKTORU:Hava doktorluğu alanında özel surette yetişmiş ve başlıca görevi hava mürettebatının sağlık muayene ve bakımı olan doktor

FLIGHT TEST : English Turkish military

UÇUŞ DENEYİ, UÇUŞ KONTROLU, TECRÜBESİ:Bir uçak, roket, füze veya diğer aracın fiili uçuşlar veya fırlatılmak suretiyle yapılan deneyi. Uçuş kontrolları (deneyleri), belirli deney maksatlarını temin ve çalıştırma bilgileri elde etmek üzere planlanır

FLIGHT TEST VEHICLE : English Turkish military

UÇUŞ DENEY ARACI (HV.):Ya bizzat kendi imkan ve kabiliyetinin tespiti veya uçuş deneyine ihtiyaç gösteren teçhizatın taşınması için uçuş deneyleri yapmaya mahsus bir deney aracı

FLIGHT VISIBILITY : English Turkish military

UÇUŞ GÖRÜŞ MESAFESİ:Uçuş halindeki bir uçağın pilot kabininden bariz ışıklı olmayan cisimlerin gündüz tanımlanabildiği ve bariz ışıklı cisimlerin geceleyin tanımlanabildiği vasati ufki mesafe

FLIGHTBORNE : English Turkish military

UÇUŞ, UÇUŞTA, UÇUŞ HALİNDE (HV.):Bir uçak, füze veya uzay aracı, aerodinamik veya statik kuvvetlerle bir jet akıntısına karşı reaksiyonla veya hızla hava-uzay sahada kalan saha

FLIGHTWORTHY : English Turkish military

UÇUŞA ELVERİŞLİ (HV.):Bir uçak, füze veya uzay aracı, uçuş basınç ve zorlamalarını karşılamaya ve bunlara tahammüle her bakımdan hazır ve kusursuz durumda ise uçuşa elverişlidir

FLOAT : English Turkish military

BOT, ŞAMANDIRA:Bir deniz uçağının denize indiği zaman batmaması için daimi olarak uçak üzerinde bulunan bot veya şamandıra. Buna bazen "pontoon" denir

FLOAT SADDLE : English Turkish military

SAL SEMERİ:Pnömatik köprülerin yapılışında trafik ağırlığını ve köprünün ölü ağırlığını pnömatik sallara intikal ettirmek için kullanılan direk ve levhalar

FLOATATION : English Turkish military

YUMUŞAK ARAZİDEN GEÇİŞ KABİLİYETİ:Bir aracın çamur, kum veya çamur gibi, yumuşak elverişsiz araziden geçme kabiliyeti

FLOATATION GEAR : English Turkish military

YÜZDÜRÜCÜ TERTİBAT:Bir kara uçağına bağlanan ve üzerine indiği zaman, uçağın yüzmesini sağlayan, gazla şişirilebilir tertibat

FLOATING : English Turkish military

YÜZÜCÜ:Tekne, tombaz vesaire gibi batmaz vasıtalar yardımı ile su üstünde duran veya yüzen cisim

FLOATING BASE-SUPPORT : English Turkish military

YÜZER ÜS DESTEĞİ:Gemilerden harekat yapan kuvvetler için liman veya demirledikleri yerlerden yapılan ikmal, tamir, bakım ve diğer hizmetler gibi bir çeşit lojistik destek

FLOATING BRIDGE : English Turkish military

TOMBAZ KÖPRÜ, YÜZER AYAKLI KÖPRÜ:Tombazlardan veya mahallinden tedarik edilen kayık, bidon vesarire gibi, yüzücü malzemeden yapılan geçici köprü. İki türlü askeri köprü vardır; yüzücü ayaklı köprü ve sabit ayaklı köprü "fixed bridge"

FLOATING DOT : English Turkish military

GEZER NOKTA:Bak. "floating mark"

FLOATING EQUIPMENT : English Turkish military

ORDU DENİZ VASITALARI:Boyu ne olursa olsun, Ordu'nun malı olan ve ordu tarafından kiralanan, uskurlu ve uskursuz gemiler ile gemi sınıfına girmeyen ve su üstünde kullanılan diğer her çeşit malzeme

FLOATING LINES : English Turkish military

GEZER ÇİZGİLER:Bir stereo çiftinin her baskısı üzerinde aynı teferruattaki iki noktayı birleştiren ve bu noktaların birbirlerini görüp görmediklerini belirlemeye yarayan hatlar. Bu hatlar, ya doğrudan doğruya baskıların üzerine çizilir, veya çizgi, şeffaf malzemeden şerit vasıtasıyla, iki nokta üzerine getirilir