Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
FORAGE : English Turkish military

MAHALLİNDEN YEM VE YİYECEK TEDARİK ETMEK:İnsan ve hayvanlar için ikmal maddeleri tedarik etmek; gıda maddelerini nerede bulmak mümkün ise oradan temin etmek ve bulmak

FORAGE RATION : English Turkish military

YEM RASYONU:Ordu hayvanlarının günlük yiyecek rasyonu

FORAGERS : English Turkish military

ATLI AVCI ZİNCİRİ:Muharebede geniş aralıklarla, yan yana dizilen ata binmiş erler

FORCE : English Turkish military

KUVVET:
Askeri personel, silah sistemleri, araçlar gerekli destek veya bunların karışımından oluşmuş bir topluluk.
Bir filonun büyük bir tali bölümü. Ayrıca bak. "airborne force", "air transported forces", "armed forces", "assigned forces", "balanced collective forces", "blue forces", "combined force", "garrison force", "national forces for the defense of the Nato area", "Nato ass igned forces", "Nato command forces" "orange forces", "Nato earmarked forces", "other forces for Nato", "supporting forces", ", task force", "underway replenishment forces", "orange forces", "white forces"

FORCE A SAFEGUARD : English Turkish military

EMNİYET TEDBİRLERİNİ ZORLAMAK:Bir komutan tarafından bir şahsı, mevkii veya mülkü korumak maksadıyla yerleştirilmiş bir müfrezenin, nöbetçinin hizmet postasının veya verilmiş bir emrin sağladığı koruma tedbirlerine karşı tecavüzde bulunmak

FORCE ACCROSSING : English Turkish military

SULARDAN ZORLA GEÇMEK:Bir nehir, kanal vesaireden düşman mukavemeti karşısında geçmek

FORCE AND FINANCIAL PLAN : English Turkish military

KUVVET VE MALİ TAHSİS PLANI (HV.):Milli Savunma Bakanı tarafından onaylanmış Amerikan Hava Kuvvetleri Programı. Ayrı ayrı her programa ait onaylanmış silah, insan gücü ve mali kaynakları gösteren gizli işaretli bir takım ciltlerden ibarettir

FORCE AUGMENTATION : English Turkish military

KADRO KUVVET ARTIRMASI:Yüksek öncelikteki ihtiyat asli teşkillerine mensup birlikler (faal orduyu ikmal edecek tümen kuvvetleri ve tümen kuruluşu dışındaki kuvvetler). A. B. D. kara ordusu birlikleri ve bu birlikleri belirli bir tümen kuvveti hedefini yerine getirecek olan tam TMK mevcuduna çıkarmak için gerekli münferit takviyeler. Bu terim (augmentation) kelimesinin yerini almıştır

FORCE BASIS : English Turkish military

KADRO ARTIRMALI KUVVET:Kuruluş listesi (troop basis) ve kadro kuvvet artırmasının karışımı ile meydana gelen kuvvet

FORCE COMBAT AIR PATROL : English Turkish military

KUVVET MUHAREBE HAVA KARAKOLU:Görev kuvveti olan bir kuvvetin üzerinde düşman uçaklarının tehdidini karşılamak maksadıyla bu kuvvet üzerinde uçan av uçakları topluluğu

FORCE COMMANDER : English Turkish military

KUVVETLER KOMUTANI:Çeşitli birliklerden oluşan bir kuvvetin genel komutanı

FORCE GENERATION LEVEL : English Turkish military

KUVVET HAZIRLAMA SEVİYESİ:

FORCE MARKING : English Turkish military

KUVVET GÖNDERME NUMARASI:Bir hareket emrinde, bir bütün halindeki kuvvet için sevkedilen ikmal maddelerini veya malzemeyi tanıtmak üzere, bir işaret olarak tahsis edilen ve sonunda harf bulunmayan gönderme numarası. Ayrıca bakınız: "unit marking"

FORCE RENDEZVOUS (AIR) : English Turkish military

KUVVET BİRLEŞME NOKTASI:Uçakların veya gemilerin kollarının birleşip ana bir kuvvet oluşturduğu seyrüsefer noktası

FORCE STRUCTURE : English Turkish military

KUVVET YAPISI:Bak. "military capability"

FORCE TABS : English Turkish military

SEFER KONUŞ TABLOLARI:Harp planları ile ilgili olarak büyük muharip kuvvetlerin, büyük komutanlıklara ve coğrafi bölgelere göre, zaman safhalı intikale geçiş durumları

FORCED CROSSING : English Turkish military

SULARDAN ZORLA GEÇİŞ:Bak. "force a crossing"

FORCED ISSUE : English Turkish military

MECBURİ DAĞITIM:Garnizon rasyonuna dahil ve bozulma tehlikesine maruz yiyecek maddeleri ile diğer ikmal maddelerinin dağıtılması

FORCED LANDING : English Turkish military

MECBURİ İNİŞ:Bir uçağın, motor arızası, diğer mekanik arızalar veya kötü uçuş şartları yüzünden iniş yapması

FORCED MARCH : English Turkish military

CEBRİ YÜRÜYÜŞ:Kıtaların normal olarak, yapmaları beklenenden daha uzun olan ve istirahat ve araçların bakımı için az zaman ayrılarak yapılan bir yürüyüş. Bu gibi yürüyüşler ancak çok sıkışık hallerde yapılır

FORCES ALLOCATED TO NATO : English Turkish military

NATO'YA TAHSİSLİ KUVVETLER:Bir millet tarafından (1) NATO kuruluşuna verilmiş (2) NATO'ya ayrılmış veya (3) sefer için NATO'ya ayrılmış kuvvet kategorilerinden; NATO hesabına hazır bulundurulacak kuvvetler. Ayrıca bak. "assigned forces", "earmarked for assignment", "earmarked for assignment on mobilization", "force" ve "NATO Forces"

FORCING CONE : English Turkish military

BİRLEŞTİRME KONİSİ:Bir silah namlusundaki yiv ve setlerin başladığı yerde, setlerin tedricen konileşen kısmı. Birleştirme konisi, merminin sevk çemberlerini, yiv ve setlere tedricen intibak ettirerek, merminin namlu içinde merkeze gelmesini sağlar

FORDABILITY : English Turkish military

SULARDAN GEÇİŞ KABİLİYETİ:Bak. "deep fording" ve "shallow fording"

FORDING DEPTH : English Turkish military

SUDAN GEÇİŞ DERİNLİĞİ:Bir aracın su içinde hareket edebilmesine imkan veren azami derinlik

FORE ARM : English Turkish military

EL KUNDAĞI:Bir silahın namlusu etrafında bulunan ve silahı kullananı namlunun hareketinden korumaya yarayan tahta kısmı