English Turkish military
HANDGUARD : English Turkish military
EL KUNDAĞI:Omuza dayamak suretiyle ateşlenen (dipçikli) bir silahta, mekanizmanın ilerisinde namluyu örten tahta kısım
HANDICAP : English Turkish military
HANDİKAP, ENGEL:
HANDLING : English Turkish military
YÜKLEME VE BOŞALTMA:
HANDLING LINE : English Turkish military
BALON ÇEKME HALATI:Bir balon veya havadan daha hafif bir hava aracına bağlanmış iplerden herhangi biri. Bu ipler vasıtasıyla, yerdeki mürettebat hava aracı veya balonu aşağıya çekerler
HANDOVER : English Turkish military
DEVRETME:Bir uçağın kontrol yetkisinin bir kontrol makamından diğer bir kontrol makamına devredilmesi. Devretme faaliyeti değişik sınıflar arasında ortak harekatları yürütürken veya tek bir komuta kontrol sistemindeki kontrol makamları arasında yapılabilir. Bu işlem alıcı kontrolör, kontrol yetkisini aldığı zaman tamamlanır
HANDSET : English Turkish military
MİKROTELEFON:Mikrofon, kulaklık ve ikisini birleştiren kolun tek bir parça halinde birleştirilmesi suretiyle yapılmış telefon
HANDWHEEL : English Turkish military
EL ÇARKI:Top, ışıldak, dinleme cihazı vesaire gibi üzerine konmuş kontrol çarkı. Bu çark; istikamet veya yan açısını ve açısal yüksekliği veya mesafeyi ayarlamakta kullanılır
HANG : English Turkish military
KAPAK TAKIMINI GERİDE TUTMAK:Bir silahın mekanizma yatağını veya kapak takımını açık bir vaziyette tespit etmek
HANGAR : English Turkish military
HANGAR:Hava araçlarının barındırıldığı bina
HANGAR TEST : English Turkish military
HANGAR TESTİ (HV.):Bir fırlatma üssü hangarında bir füze veya diğer bir araç üzerinde yapılan muayene ve deneme. Bu işlem; aracın üsse nakli sırasında meydana gelmesi muhtemel hasarla ilgili muayenesi, bütün mekanik, elektrikli ve hidrolik bağlantıların bağlanıp çalışma durumlarının muayenesi ve bütün tali sistemlerin, münasip kontrol teçhizatıyla teste tabi tutulmasından ibarettir
HANGER : English Turkish military
SÜNGÜLÜK:Kasatura veya süngü kılıfının bel kemerine asıldığı kısım
HANGFIRE : English Turkish military
GEÇ ATEŞ ALMA:Kapsül, tutuşturma tertibatı veya sevk barutunun faaliyete geçişinde geçici arıza veya gecikme. Bu olayı; bir iki saniye için, tam arıza hali veya ateş almama (misfire) durumundan ayırdetmek mümkün olmaz. Bak. "misfire"
HANGFIRE TEST : English Turkish military
ATEŞ ALMA DENEMESİ:Herhangi bir tip mühimmatta ateşlemenin mütecanisliğini ve süratle ateş alma derecesini tayin için yapılan deneme
HANGWIRE : English Turkish military
EMNİYETTEN KURTARMA TELİ:Bir hava aydınlatma cephanesinde (aerial flare) veya hava bombasında mevcut tapa tertibatını uçağa bağlayan düzen. Aydınlatma cephanesi veya bomba, telin uzunluğu kadar düştükten sonra bu tel, emniyeti açar ve tapayı kurar. Bazı aydınlatma cephanelerinde bu tel, cephanenin paraşütünü veya istikrar tulumunu (stabilizing sleeve) açar
HARASS : English Turkish military
TACİZ ETMEK:Baskınlar yapmak, muharebe gazları kullanmak, devamlı surette ateş açmak veya diğer şaşırtıcı hareketler yapmak suretiyle düşmanı bezdirmek
HARASSING (AIR) : English Turkish military
HAVADAN TACİZ:Kara muharebe sahasındaki bir hedefe, mania ateşi ve yakın hava desteği dışında yapılan taarruz. Bu taarruzdan maksat düşmanın muharebe müessiriyetini azaltmaktır
HARASSING AGENT : English Turkish military
TACİZ EDİCİ KİMYASAL MADDE:Tahriş edici gaz veya duman gibi, düşman kıtalarını maske takmaya mecbur eden; böylece, verimini azaltan kimyasal maddeler. Bu çeşit kimyasal maddelerde, yalnız tahriş edici tesir vardır. Zayiat verdirici kimyasal maddeler "casualty agent" ölümü intaç edecek derecede kuvvetlidir
HARASSING ATTACK : English Turkish military
TACİZ EDİCİ GAZ TAARRUZU:Kıtaları gaz maskesi takmaya ve koruyucu tedbirler almaya zorlamak için harp gazı buharının, belirli bir bölgeye devamlı olarak teksif edilmesi suretiyle yapılan uzun süreli taarruz
HARASSING CONCENTRATION : English Turkish military
TACİZ EDİCİ GAZ YOĞUNLUĞU:Maske takmaya mecbur eden gaz yoğunluğu. Bak. "concentration"
HARASSING FIRE : English Turkish military
TACİZ ATEŞİ:Düşman kıtalarını rahatsız etmek, hareketlerini aksatmak ve zayiat tehdidi ile moralini çökertmek maksadı güden ateş. Bak. "fire"
HARASSING GAS : English Turkish military
TACİZ EDİCİ GAZ:Düşmanı maske takmaya veya gaza karşı korunmak için başka tedbirler almaya mecbur ederek faaliyetlerini aksatmak maksadıyla kullanılan harp gazı
HARASSING TACTICS : English Turkish military
TACİZ TAKTİĞİ:Tahripten ziyade taciz ve geciktirme gayesi güden taktik. Örneğin; vur-kaç taktiğinde (hit and run tactics) yapıldığı gibi, mükerrer küçük taarruzlarla düşmanı rahatsız etmek
HARASSMENT : English Turkish military
TACİZ ETME:Ana hedefi, bir birliğe, tesise veya ciddi zayiat veya zarar verdirmekten çok faaliyetlerini engellemek olan eylem
HARBOR : English Turkish military
SUNDURMA:Tanklar için park ve barınma yeri
HARBOR BOAT SERVICE : English Turkish military
LİMAN BOT HİZMETİ:
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani