English Turkish military
JUDO : English Turkish military
JUDO, SİLAHSIZ SAVUNMA:Bak. "unarmed defence"
JUDY : English Turkish military
HAVA ÖNLEMESİNDE, "TEMASA GEÇTİM VE ÖNLEMEYE GEÇİYORUM" ANLAMINA GELEN KOD:
JUMBO BOOM : English Turkish military
CAMBO DİKME:Gemilerde bulûnan ve 50 ton veya daha çok ağırlıkları kaldırabilen iki veya daha çok bumbalı bir vinç
JUMP : English Turkish military
ÇIKIŞ HATA HAREKETİ:Bir silahta, mermi namluyu terketmeden önce, namlunun, barut gazının ani etkisi ile hareketi
JUMP AREA : English Turkish military
ATLAMA SAHASI:Bu terim yerine halen (drop zone) terimi kullanılmaktadır. Bak. "drop zone"
JUMP OFF : English Turkish military
TAARRUZ ÇIKIŞ HATTINDAN HAREKET ETMEK:Düşman üzerine yapılacak taarruz için kendi hatlarını terketmek
JUMP OFF LINE : English Turkish military
Bak. "line of departure"
JUMP OFF POINT : English Turkish military
ATLAMA NOKTASI:Paraşütçü birliklerinin, kendilerine tahsis edilen araziye inmek için hava aracından atlayacakları nokta
JUMP SPEED : English Turkish military
ATLAMA HIZI:Paraşüt birliklerinin nispi emniyetli bir şekilde atlayış yapabilecekleri hava hızı
JUMPING ATTITUDE : English Turkish military
ATLAMA UÇUŞ VAZİYETİ:Bir kıta nakliye uçağının paraşütçülere emniyetli bir çıkış temini için gerekli düşük hızda, istikrarlı düz uçuşu
JUMPMASTER : English Turkish military
ATLAMA SORUMLUSU:Uçağa girdikleri andan atlayışa kadar paraşütçüleri kontrol etmekle görevli hava indirme ehliyetli kimse. Bak. "stich commander (air transport) "
JUNCTION BOX : English Turkish military
İRTİBAT KUTUSU:Tel ve kablo bağlantıların örten metal kutu. Bu kutu, elektrik devrelerini birleştirme ve dağıtım işini yapan bir kapalı bağlantıdır
JUNGLE : English Turkish military
CENGEL:Yolsuz, bataklık ve yürürken ayağa takılan sık fundalıklarda, sık dallı ağaçlarla kaplı, orman karakterinde geniş ağaçlık saha
JUNGLE RAIN SHELTER : English Turkish military
CENGEL YAĞMUR SIĞINAĞI:Bak. "shelter"
JUNGLE WARFARE : English Turkish military
CENGEL HARBİ:Cengellerden yapılan özel harp şekli
JUNIOR : English Turkish military
AST:Mevki ve kıdemce daha küçük olan; birisinin emri altında bulunan kimse
JUNIOR OFFICER : English Turkish military
SUBAY:Subaylık kademelerinin (subay, üstsubay, general) birincisi. (Officer teriminin anlamı ile bunun anlamını birbirine karıştırmamak lazımdır. Bak. "company officer"
JUPITER : English Turkish military
JÜPİTER:Bir nükleer harp başlığı ve tam atalet güdüm sistemi ile teçhiz edilmiş sıvı yakıtlı, tek kademeli, roket güçlü, orta menzilli balistik füze. PGM-19 olarak adlandırılır
JURISDICTION : English Turkish military
YARGI HAKKI, YARGI YETKİSİ, KAZA BÖLGESİ, YETKİ:Kaza kuvvetini kullanma iktidarı
JUSTIFICATION : English Turkish military
GEREKÇE:
JUSTIFY : English Turkish military
MAZUR (GEREKÇE) GÖSTERMEK, HAKLI ÇIKARMAK:
K RATION : English Turkish military
K RASYONU:Olağanüstü hallerde, normal olarak verilemeyen rasyonun yerine getirilen sahra rasyonu
K TRANSFER : English Turkish military
K KAYDIRMASI:Topçu kara atışlarında; ateşin, top dönüş imkanları dahilinde bir noktadan, düzeltme emsali uygulanarak hakiki mesafe düzeltmesi yapılmış diğer bir noktaya kaydırılması
K-DAY : English Turkish military
Bak. "designation of days and hours"
KEELAGE : English Turkish military
LİMAN RESMİ:Geminin limanda kalması için ödenen vergi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani