English Turkish military
LOCAL NATIONAL : English Turkish military
MAHALLİ UYRUKLU MEMUR, MAHALLİ UYRUKLU İŞÇİ:Bir Amerikan vatandaşı olmayan ve bir memur olarak kullanıldığı memlekete, mutlak surette uyruklusu olmasa dahi
yerleşmiş bulunan ve bu memleket iş ve işçi ücretleri çizelgelerinde belirtilmiş şartlar dahilinde istihdam edilip ücreti ödenen kimse
LOCAL PAROLE : English Turkish military
MEVZİİ SALIVERME:Tutuklulara, cezaevi sınırları dışında, fakat belirli bir bölge dahilinde hareket serbestisi tanıyan durum. Bak. "barracks parole"
LOCAL PROCUREMENT : English Turkish military
YURTİÇİ KAYNAKLARDAN YEREL TEDARİK:
Bir merkezi satınalma bürosundan gayri herhangi bir müessese tarafından, kendi ihtiyaçları için, ABD Anayurdu içinden, ikmal maddeleri ve teçhizat tedariki.
ABD Anayurdu dışındaki herhangi bir bölgede bulunan bir komutanlığın ihtiyaçları için, bulunduğu bölge dahilinde ikmal maddeleri ve teçhizat tedariki
LOCAL PROTECTION : English Turkish military
MAHALLİ EMNİYET, MEVZİİ EMNİYET, YAKIN EMNİYET:Bak. "local security". LOCAL PURCHASE (AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI):YEREL SATINALMA:Merkezi olmayan bir maddenin Savunma Bakanlığı dışındaki kaynaklardan temin edilmesi işlemi. Bak. "purchase". LOCAL PURCHASE (AMERİKAN SAVUNMA KURULU):YEREL SATINALMA:Merkezi olmayan bir maddenin askeri kuruluşlar dışındaki kaynaklardan temin edilmesi işlemi
LOCAL SECURITY : English Turkish military
MAHALLİ EMNİYET, MEVZİİ EMNİYET, YAKIN EMNİYET:Bir birliğin; herhangi bir mevzi, bölge veya mahalde, ya da kendi yakınında, düşman taarruzundan korunmak için aldığı mahalli, mevzii veya yakın emniyet. Buna (local protection) da denir
LOCAL SIDEREAL TIME : English Turkish military
YILDIZLARA GÖRE MAHALLİ ZAMAN:Koç burcu ilk noktasının gözlemci meridyeninden bir devri sırasında geçen süre (23 saat, 56 dakika 4 saniyedir)
LOCAL WAGE RATE NATO CIVILIAN EMPLOYEE:SAAT HESABI İŞ YAPAN YEREL NATO SİVİL İŞÇİSİ:NATO'da uluslararası sivil bir kadroda olmayan ve NATO statüsünde bulunmayan sivil işçi
LOCAL WAR : English Turkish military
YEREL SAVAŞ:Bu terim kullanılmamalıdır. Bak. "limited war"
LOCALIZER : English Turkish military
DURUM BİLDİRME BIYKINI:Bir uçağa belirli bir son yaklaşma rotasına göre yanlamasına durumunu bildiren istikamet telsiz bıykını. Bak. "beacon", "instrument landing system"
LOCALIZER MODE : English Turkish military
Uçuş kontrol sisteminde uçağı otomatik olarak durum bildirme bıykını tarafından bildirilen rotaya merkezine yönelten ve bu rotada tutan kontrol durumu
LOCAP (LOW COMBAT AIR PATROL) : English Turkish military
ALÇAK MUHAREBE HAVA KARAKOLU:
LOCATION AUDIT : English Turkish military
YER BULMA KARTI KONTROLU (ORD.):Malzeme yerleştirme kartında gösterilen bilgiler üzerinde yapılan bir kontrol
LOCATION DIAGRAM : English Turkish military
PAFTA ŞEMASI:Eldeki paftanın çevre ülkelere veya bu paftayı aynı ya da komşu harita dizilerine bağlayan diğer paftalara göre durumunu gösteren haritanın kenarında verilmiş şema. Bak. "map index"
LOCATION SURVEY : English Turkish military
DEPOLANMA KONTROLU:İkmal maddelerinin malzeme yerleştirme kartlarında gösterilen yerlerde bulunup bulunmadıklarını anlamak üzere, kararlaştırılmış fasılalarla yapılan inceleme
LOCATOR CARD : English Turkish military
YER BULMA KARTI:Depolarda mevcut bir madde için kullanılan fiş
LOCATOR CARD FILE : English Turkish military
PERSONEL YERLEŞTİRME KARTI DOSYASI:Ordu personeline ait yer bulma kartlarının konduğu dosya. Bu dosya, karargahlarda bulunur. Bak. "locator card"
LOCATOR FILE : English Turkish military
PERSONEL YERLEŞTİRME DOSYASI:Üzerinde personel isimleri bulunan ve kılavuz veya postalama listesi olarak kullanılan bir dosya
LOCK : English Turkish military
KİLİTLİ DURUM:Bir silahtaki emniyet tertibatının ateşlemeye engel olan kilitli durumu
LOCK FRAME : English Turkish military
KİLİT ŞASİSİ:Bazı ateşli silahlarda mekanik bir parça. Bu parça, geri tepme başladıktan sonra, kapak veya mekanizmanın namludan ayrılmasına yardım eder
LOCK ON : English Turkish military
HEDEFE KİLİTLENMEK:Bir hedef izleme veya arama sisteminin sürekli olarak ve otomatik bir şekilde bir hedefi bir veya daha fazla koordinatta izlemesi anlamına gelir. (Ör. menzil, istikamet, irtifa)
LOCKING LUGS : English Turkish military
KAPAK TAKIMI KİLİT SETLERİ:Hafif ateşli silahlarda kapak (bolt) üzerinde bulunan madeni çıkıntılar. Bu çıkıntılar; ateş etmeden önce silahı emniyete almak için sandık veya mekanizma yatağının (receiver) iki tarafından açılmış olan girintilere geçer
LODGEMENT AREA : English Turkish military
Bak. "airhead", "beachhead"
LOFT : English Turkish military
GÜVERCİNLİK:Muhabere güvercinlerinin barındırılıp yetiştirildiği mahal
LOFT BOMBING : English Turkish military
ALÇAKTAN BOMBALAMA:Bombayı atacak uçağın alçak irtifada hedefe yaklaşarak belirli bir noktada tırmanışa geçip tırmanış esnasında önceden belirlenmiş bir noktada bombayı hedefe bıraktığı bombardıman şekli. Bak. "over-the-shoulder bombing", "toss bombing"
LOG : English Turkish military
GÜNLÜK VUKUAT KAYDI:Görülen hadiselerin muntazam şekilde kaydı
LOG BOOK : English Turkish military
JURNAL, GEMİ JURNALİ:Limanda veya seyir halinde iken, gemide yapılan önemli işlerin kaydına mahsus defter
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani