Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
PORT TRANSPORTATION OFFICER : English Turkish military

LİMAN ULAŞTIRMA SUBAYI:Bir limanda, askeri sevkiyat ve ulaştırma işlerini idare eden subay

PORTABLE BRIDGE : English Turkish military

PORTATİF KÖPRÜ:Sökülüp takılabilen, parça halinde bir yerden başka bir yere götürülebilen ve mahallinden birleştirilerek sabit bir hale konulabilen köprü

PORTABLE OBSTACLE : English Turkish military

PORTATİF ENGEL:Düşmanı durdurmak veya harekatına engel olmak için kullanılan ve genel olarak, önceden hazırlanmış bulunan engel. Bu çeşit engeller sökülebilir ve icabında, yeni mevzi bölgelerine götürülüp, mahallinde yeniden takılabilir

PORTRAYAL : English Turkish military

AYRINTILARIN GÖSTERİLMESİ:Harita üzerinde belli bir kategoriye giren ayrıntıların gösterilmesi

PORTS : English Turkish military

LİMANLAR:Bak. "major port", "minor port", "secondary port" ve "water terminals"

POSEIDON : English Turkish military

POSEIDON (FÜZESİ):Satıhta veya dalmış durumda seyir halinde iken, özel şekilde tasarımı yapılmış bir denizaltıdan fırlatılabilecek kapasitedeki iki kademeli, katı yakıtlı balistik bir füze, UGM-73 olarak adlandırılır. Bu füze; atalet güdüm tertibatlı, nükleer harp başlıklı olup, 14 değişik hedefe yönlendirilebilen 14 tane başlığı taşıyabilecek kapasiteye sahip manevra yapabilen bir aracı haizdir

POSITION : English Turkish military

NİŞAN VAZİYETİ:Bir tüfek veya diğer silahla ateş ederken bir asker tarafından alınan standart vaziyetlerden herhangi biri

POSITION ANGLE : English Turkish military

TOPRAK AÇISI:Bak, "angle of position" ve "angle of site"

POSITION AREA : English Turkish military

MEVZİ BÖLGESİ:Bir muharip birliğin silahları ve diğer tesisleri tarafından işgal edilen veya kendilerine tahsis edilen arazi parçası

POSITION AREA SURVEY : English Turkish military

MEVZİ BÖLGESİ YER ÖLÇMESİ:Topçu yer ölçmesi vasıtasıyla, topçu bataryalarının nispi yatay ve dikey mevkilerinin tayini, tevcih hattı veya hatlarının tahsis ve istikametlerinin tespiti. Bak. "survey"

POSITION CLASSIFICATION : English Turkish military

GÖREV (İŞ) YERİ SINIFLANDIRMASI:Bir şahsın; normal olarak, esas memuriyet görevini teşkil eden, birbirleriyle yakınen ilgili görev, iş ve sorum grubunun, o şahsın yeterli çalışması için gerekli akli kabiliyeti, maharet, istidat, mesleki ve askeri tecrübe vesaire bakımından sınıflandırılması, tarifi ve bir kodla belirtilmesi

POSITION CORRECTION : English Turkish military

MEVZİ DÜZELTMESİ:Bir bataryadaki münferit toplar arasında mevcut yer ve rakım farkını gidermek üzere, atış esaslarında uygulanan düzeltme

POSITION CORRECTION GRID : English Turkish military

MEVZİ DÜZELTME LEVHASI:Arzu edilen demet şeklini elde etmek üzere, batarya dahilindeki münferit mesafe ve yan düzeltmelerini tespite yarayan cihaz. Bak. "plotting board M10"

POSITION DEFENCE : English Turkish military

MEVZİ SAVUNMASI:Savunma kuvveti büyük kısmının; kati neticeli muharebenin cereyanı düşünülen seçilmiş mevkilere yerleştirildiği savunma şekli. Bu savunmada başarı; savunulan mevkilerdeki kuvvetlerin bulundukları mevzileri ellerinde tutma ve oradaki araziyi kontrol etme kabiliyetlerine dayanır. İhtiyattan; derinliği arttırmak, muharebe mevziini karşı taarruzla tıkamak veya eski durumuna getirmek için faydalanılır

POSITION DEFILADE : English Turkish military

SÜTRE MEVZİİ:Silah mürettebatının hedefi görmesine müsait; fakat, örneğin, bir tepenin zirvesi gibi, bir engelden dolayı, düşman gözetlemesine karşı gizli olan bir silah mevzii. Buna (site defilade) de denir

POSITION FINDER : English Turkish military

KESTİRME ALETİ:Bir hedefin mesafe ve mevkiini bulmada kullanılan, elektronik veya optik alet

POSITION FINDING : English Turkish military

KESTİRME:Bir uçak veya diğer bir hedef ya da telsiz dalgalarının, şimdiki veya gelecek noktalarını tayin etme. Kestirme, genel olarak, telemetre, radar veya dinleme cihazı gibi aletlerin yardımı ile yapılır

POSITION IN READINESS : English Turkish military

BEKLEME MEVZİİ:Özellikle muhaberenin seyrinin, kıtaları muharebeye derhal sokmayı gerektirip gerektirmediği kestirilmeyecek kadar müphem olduğu hallerde, muharip kıtaların derhal harekete geçebilecek şekilde hazır ve tetikte tutuldukları mevzi

POSITION LIGHT : English Turkish military

YER GÖSTERME IŞIĞI:Uçak, kara birlikleri vesairenin yerini veya hareket istikametini işaret etmek veya göstermek maksadıyla kullanılan ışık veya aydınlatma cephanesi

POSITION LINE : English Turkish military

MEVKİ HATTI:Yer ve gök cisimlerinin gözleminden elde edilen ve gözlemin yapıldığı anda gözlemcinin üzerinde bulunduğu hesaplanan bir hat

POSITION OF RESISTANCE : English Turkish military

MUKAVEMET MEVZİİ:Düşmanı durdurmak ve mağlup etmek üzere bir komutan tarafından seçilen yer. Özellikle, geri çekilen bir kuvvetin çekileceği, hazırlanmış bir mevzii

POSITION OF THE TARGET : English Turkish military

HEDEFİN YERİ:Müteharrik veya sabit bir hedefin, genel olarak istikamet ve yükseliş açıları ve tapa tanzimi ile ifade edilen mevkii. Hedefin yeri dört çeşit olur

POSITION REPORT : English Turkish military

MEVKİ RAPORU:Uçuş halindeki bir uçaktan; uçağın yerini ve zaman irtifa vesaireye ait diğer bilgileri vermek üzere telsiz renç istasyonuna (radio range station) telsizle gönderilen rapor

POSITION WARFARE : English Turkish military

MEVZİ HARBİ:Hareket harbinin aksine olarak, savunmanın, özellikle sabit mevzilere inhisar ettiği harp şekli. Bu harp Şeklinde, savunmanın esas maksadı düşmanı stratejik bölgelerden uzak tutmak iyi hazırlanmış bölgelere taarruza mecbur etmek suretiyle, muharebe kuvvetini zayıflatmaktır. Buna (war of position) da denir. Bak. "mobile war" ve" war of movement"

POSITIONAL AVERAGE : English Turkish military

DURUM ORTALAMASI: