English Turkish military
PROPERTY OFFICER : English Turkish military
ORDU MALLARINI ALAN, DAĞITIMINI YAPAN VE HESABINI TUTAN SUBAY:
PROPERTY RECORD : English Turkish military
MAL KAYDI:Bir malzeme üzerinde sorumluluk esası teşkil etmek üzere, stok kayıtları da dahil, tutulan kayıt
PROPERTY VOUCHER : English Turkish military
MAL BELGESİ:Bir malın, herhangi bir stok kayıt hesabından çıkarılması veya bu hesaba alınmasını teşvik eden belge
PROPHYLACTIC STATION : English Turkish military
HASTALIKLARDAN KORUNMA İSTASYONU:Bir askeri garnizonda veya civarında bulunan ve hastalıklara karşı her zaman koruyucu tedbirler sağlayan sağlık istasyonu
PROPHYLAXIS : English Turkish military
KORUNMA:Hastalıktan korunma
PROPORTIONAL CONTROL : English Turkish military
ORANTILI DÜZELTME:Bir hatayı düzeltme yolundaki işlemin, o hata üzerinde orantılı şekilde dağıtılması
PROPORTIONAL NAVIGATION : English Turkish military
ORANTILI SEYİR; BİRHOMİNG SEYİR METODU:Bunda füze dönüş hızı, görüş hattının boşluktaki dönüş hızı ile doğrudan doğruya orantılıdır
PROPOSE : English Turkish military
ÖNERMEK:
PROPOSED SYSTEM PACKAGED PLAN : English Turkish military
SİSTEM TEDARİK PLANI TEKLİFİ (HV. ):Hava Kuvvetleri Silah Sistemleri Komutanlığının bir Sistem Tedarik Programı (System Package Program) ile ilgili teklifi
PROPOSED TECHNICAL DEVELOPMENT PLAN : English Turkish military
TEKNİK GELİŞTİRME PLANI TEKLİFİ (HV. ):Hava Kuvvetleri Silah Sistemleri Komutanlığının Teknik Geliştirme Planı ile ilgili bir teklif
PROPRIETARY ARTICLE : English Turkish military
PATENTLİ MADDE:Bir patent müsaadesi altında imal edilen ve satılan veya yalnız bir tek yerden temin edilen madde
PROPRIETARY INTEREST ONLY : English Turkish military
YALNIZ EYALET MENFAATİ:İlgili eyalet (state) tarafından; bir bölge üzerindeki yetkilerinden, Federal Hükümet Adına, hiç bir fedakarlıkta bulunulmayan hallerde uygulanan terim
PROPULSION : English Turkish military
TAHRİK; İLERİ İTİŞ; YÜRÜTME:Uçak, roket vesaire cisimleri jet, yakıt veya tepki (reaction) gibi bir kuvvet tesiriyle hareket ettirmek. Bak. "biefuel propulsion", "jet propulsion", "reaction propulsion", "rocket propulsion" ve monofuel propulsion"
PROPULSION SUBSYSTEM : English Turkish military
TAHRİK TALİ SİSTEMİ (HV. ):Bir füze veya diğer aracın motor ve yardımcı motor tanklarını ve motorun yerde ve uçuş sırasında arzu edilen şekilde çalışmasını temin edip gazlı uçuşun bütün safhalarında aracı sevk için gerekli çekişi sağlayacak diğer bütün teçhizatı içine alan büyük bir tali sistem
PROSIGN : English Turkish military
HABERLEŞME KISALTMASI:Bak. "procedure sign"
PROTECT : English Turkish military
KORUMAK:
PROTECTED PERSONNEL : English Turkish military
ESİR MUAMELESİ GÖRMEYEN PERSONEL:Bak. "protected persons"
PROTECTED PERSONS : English Turkish military
ESİR MUAMELESİ GÖRMEYEN ŞAHISLAR:Muharip taraflarca akdedilmiş ve muhasematın idaresiyle ilgili bir sözleşme veya anlaşma hükümlerinden faydalanan şahıslar. 1949 Cenevre Anlaşmasında açıklanmış bütün himaye gören personel bu terimin kapsamı içine girer. Bak. "displaced person"
PROTECTION COMPLETE PENETRATION : English Turkish military
KORUNMAYI GEREKTİREN TAM NÜFUZ:Bir çelik levhaya vuran merminin veya parçalarının ya da merminin kopardığı levha parçalarının bu levha gerisine geçenler kendisine çarpacak şekilde yerleştirilmiş 24 ST, 020 inç kalınlığındaki bir alüminyum karışımı levhaya, levhayı delecek bir enerji ile fırlatıldıkları nüfuz. Bu şartların, daha kalın çelik levha deneylerinde olduğu gibi, alüminyum levha kullanılmadan karşılanması mümkün olan hallerde alüminyum levhadan vazgeçilir
PROTECTION PARTIAL PENETRATION : English Turkish military
KORUNMAYI GEREKTİREN KISMİ NÜFUZ:Korunmayı gerektiren tam nüfuz icaplarına yaklaşan fakat tam olarak karşılamayan nüfuz
PROTECTIVE APRON : English Turkish military
KİMYASAL MADDELERDEN KORUMA ÖNLÜĞÜ:Sıvı harp gazları ve diğer aşındırıcı kimya harbi maddelerine karşı ek koruma vasıtası olarak giyilen lastik önlük
PROTECTIVE CLOTHING : English Turkish military
KORUYUCU ELBİSE:Kişileri, fiziksel çevredeki tehlikeli çalışma ortamındaki veya düşman faaliyetlerindeki yüksek derecedeki değişikliğin neden olduğu tehlikeye karşı korumak amacıyla tasarlanmış, üretilmiş ve uyarlanmış elbise
PROTECTIVE CONCEALMENT : English Turkish military
KORUYUCU GİZLEME; KAMUFLAJ:Düşmanı yanlış kola sevk etmek veya aldatmak için bir yer, eşya veya şahsın hal ve durumunu değiştirme. Koruyucu gizleme ile binaların, askeri teçhizat ve kıtaların mevcudiyeti, mahiyeti veya mevkii gizlenebilir. Buna, genel olarak, (camouflage) denir
PROTECTIVE COVER : English Turkish military
KİMYASAL MADDELERDEN KORUMA ÖRTÜSÜ:Bir şahıs ile toksik kimyasal veya biyolojik harp maddesi püskürtme kaynağı arasına konulan ve şahıs ile kaynağın temasını kesen bir madde veya eşya
PROTECTIVE FIRE : English Turkish military
HİMAYE ATEŞİ; KORUMA ATEŞİ:Destek silahları tarafından açılan ve düşmanın dost kuvvetlere karşı ateş ve hareketini önlemek için düşmana tevcih edilen ateş. Bak. "fire"
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani