Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
ANTITANK LOOKOUT : English Turkish military

TANK GÖZCÜSÜ:Düşman tanklarının yaklaşmalarını haber vermek için görevlendirilmiş gözcü

ANTITANK MINE- (LAND MINE WARFARE) : English Turkish military

TANKSAVAR MAYINI (KARA MAYIN HARBİ):Bir tankı hareketsiz hale getirmek veya tahrip etmek amacıyla hazırlanmış mayın. Ayrıca bakınız: "mine"

ANTITANK MINEFIELD : English Turkish military

TANK MAYIN TARLASI:Düşman tank veya diğer zırhlı araçlarını durdurmak veya yavaşlatmak maksadıyla, mayınları yerleştirme şekli

ANTITANK OBSTACLE : English Turkish military

TANK ENGELİ:Düşman tank veya diğer zırhlı araçlarını durdurmak veya yavaşlatmak maksadıyla hazırlanmış engel. Örneğin; Tank hendekleri, kangal tel engeli, beton piramit ve beton bloklar birer tank engelidir. Buna "tank obstacle" da denir

ANTITANK OFFICER : English Turkish military

TANKSAVAR SUBAYI:Bir birliğin zırhlı araçlara karşı korunması için gereken tedbirleri almakla görevli ve bu işten sorumlu subay

ANTITANK RIFLE GRENADE : English Turkish military

TANKSAVAR TÜFEK BOMBASI:Bak. "antitank grenade"

ANTITANK ROCKET : English Turkish military

TANKSAVAR ROKETİ:Tanklara ve diğer zırhlı araçlara karşı kullanılan roket bombası. Bu roket, kullanılacağı zaman, omuza veya bir destek üzerine konulan bir. atma borusundan ateşlemek suretiyle atılır

ANTITANK SECURITY : English Turkish military

ZIRHLI KUVVETLERE KARŞI EMNİYET:Bak. "antimechanized security"

ANTITANK WEAPON : English Turkish military

TANKSAVAR SİLAHI:Zırhlı araçlara karşı kullanılmaya elverişli ve bu maksat için imal edilmiş silah. Örneğin; tanksavar topu (antitank gun), Tanksavar tüfek bombası (antitank gxenade), tanksavar roketi (antitank rocket) gibi. Buna "antimechanized weapon" da denir

ANTITILT DEVICE : English Turkish military

EĞİLMEYE KARŞI HASSAS MAYIN TUZAK DÜZENİ:Bir mayın eğildiği zaman, bağlı bulunduğu mayını veya yakınındaki bir başka mayını ya da infilak maddesini infilak ettirecek şekilde tertiplenmiş mayın düzeni

ANTIVEHICULAR OBSTACLE : English Turkish military

ARAÇLARA KARŞI ENGEL:

ANTIWITHDRAWAL DEVICE : English Turkish military

SÖKÜLMEYE KARŞI HASSAS TAPA TUZAK DÜZENİ:Bombalarda kullanılan, tapa ile birlikte imal edilmiş bir tuzak düzeni. Tapa sökülmeye teşebbüs edildiği taktirde, bu tertibat tapayı, dolayısıyla bombayı faaliyete geçirir. Bu düzen mevcutken tapayı, sökmek hariç, hor kullanma, çok defa zararsızdır. Ayrıca bakınız: antidisturbance fuze"

ANVIL : English Turkish military

ÖRS:Bir kapsül içinde bulunan sert madeni kısım. Ateşleme iğnesinin kapsül üzerine çarpmasıyla infilak maddesi, örs üzerinde sıkışıp ateş alır

APERIODIC : English Turkish military

DÜZENSİZ:

APERIODIC COMPASS : English Turkish military

DÜZENSİZ PUSULA; SALINIMSIZ PUSULA:Göstergesi, tek bir hareketle ve hiç titreşim yapmadan, göstereceği cihete yönelip duran pusula

APERTURE SIGHT : English Turkish military

DELİKLİ NİŞANGAH:Bir mercek vasıtasıyla değil de, bir delik veya gedikten bakmak suretiyle nişan almayı sağlayan nişangah. Bu gibi nişangahlarda; delik gez (peep sight) veya dairevi gez (ring sight) den nişan alınır. Ayrıca bak "sight"

APEX ANGLE : English Turkish military

GÖZETLEME AÇISI:Hedef-top hattı ile hedef-gözetleme yeri hattı arasında hedefte teşekkül eden açı

APHELION : English Turkish military

GÜNÖTE; EFEL:Güneş çevresindeki eliptik bir yörünge üzerinde güneşten en uzak nokta. (Yer yuvarlağının günötesi, güneşten ortalama

mildir)

APOGEE : English Turkish military

YÖRÜNGE TEPE NOKTASI:Bir füze uçuş yolu veya uydunun yörüngesinde, kontrol eden cisim veya cisimlerin çekim sahası merkezinden en uzakta bulundukları nokta

APOSTERIORI : English Turkish military

SONSAL:

APPARENT ALTITUDE : English Turkish military

BELLİ İRTİFA:Bak "rectified altitude"

APPARENT AZIMUTH : English Turkish military

ZAHİRİ İSTİKAMET AÇISI:Yeri sesle tespit edilmiş bir hava hedefinin istikamet açısı

APPARENT ELEVATION : English Turkish military

ZAHİRİ YÜKSEKLİK AÇISI:Yeri sesle tespit edilmiş bir hava hedefinin yüksekliğine tekabül eden açı

APPARENT HORIZON : English Turkish military

GÖRÜNEN UFUK:Kara veya deniz ile gökyüzünün birleştiği hat

APPARENT POSITION : English Turkish military

ZAHİRİ MEVKİ:Bir tayyarenin sesinden tahmin edilen mevkii. Zahiri mevki; sesin herhangi bir anda dinleyicinin kulağına gelmek üzere harekete geçtiği noktadır, ve tayyarenin hakiki mevkiinden bir hayli geridedir. Bu hal, sesin başlangıç noktasından kulağa gelinceye kadar geçen zamanda, tayyarenin ilerlemiş olmasından meydana gelir