Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
S-2 : English Turkish military

Bak. "Tracker"

S-3 : English Turkish military

Bak. "Viking"

S-CURVE DISTORTION : English Turkish military

S-EĞİMLİ DİSTORSİYON:Yatay tarama sırasında sensörün ileride yanlış yerleştirilmesi sonucu görüntüde oluşan tarama sensörü tarafından yaratılan bozukluk

S-DAY : English Turkish military

S-GÜNÜ (SAVAŞ ZAMANI İNSAN GÜCÜ PLANLAMA SİSTEMİ):Verilerinde, ilk hareketin M-günü ile çakışmadığı senaryodaki ilk seferberlik insan gücünü (örnek 100,000 çağrı) gösteren veri üssü. Ayrıca bakınız: "Wartime Manpower Planning System (NATO); ayrıca bak. designation of days and hours) "

SABKHAT (SEBKNA/SEBKRA) : English Turkish military

TUZLU ÇUKUR:Yatağın tabanı, kum, çamur ve ekseriya tuzla kaplı olan ve yağmurlardan sonra tuzlu bir kabuk bağlayan tabii çukurluk. Seyrek durumda olmak üzere bataklıklardakine benzer bitkiler ihtiva edebilir. (Haritacılıkta)

SABOT : English Turkish military

SABOT:Yüksek ilk hızlı bir zırh delici izli merminin, tangstenli karpit bir çekirdeği bulunan, alüminyum gövdesi. Bu durumda, çekirdek namlucuk mermisi olarak kabul edilebilir

SABOTAGE : English Turkish military

SABOTAJ:Bir ülkenin milli savunmasını engellemek, zarara sokmak ve durdurmak üzere insan ve doğal kaynakları da kapsayacak şekilde savaş teçhizatı, tesisler ve malzemelere zarar verme ve imha edilmesi hareketi veya hareketleri

SABOTAGE ALERT TEAM : English Turkish military

SABOTAJ ALARM TİMİ:Alarmları, olağanüstü durumları veya gayri nizami hareketleri karşılamada ilk takviye unsurunu teşkil eden iki veya daha çok personel. Bak. "security alert team"

SABOTEUR : English Turkish military

SABÖTÖR, SABOTAJCI:Sabotaj teşebbüs veya hareketlerine girişen düşman ajanı veya taraftarı

SABRE : English Turkish military

KILIÇ:Buna (saber) de denir

SADDLE POINT : English Turkish military

EYER NOKTASI:

SAFE : English Turkish military

EMNİYETTE:Tapadaki bir tertibatın veya silahın mekanizma yatağındaki mekanik tertibatın, bir kaza sonucu tapanın veya silahın ateş almasını önleyecek şekilde, emniyete alınmış durumu

SAFE ANCHORAGE : English Turkish military

GÜVENLİ DEMİRLEME YERİ:Ticari gemilerin deniz ulaştırma kontrol sistemi yürürlüğe girinceye kadar, düşman taarruzlarından korundukları ve devam emri gelinceye kadar bekledikleri demirleme yeri

SAFE AREA : English Turkish military

GÜVENLİ (EMİN) SAHA:Düşman toprağında, kaçan kişiye tahliye edilinceye kadar yakalanmama ve kurtulma şansı veren bölge

SAFE BURST HEIGHT : English Turkish military

EMNİYETLİ PARALANMA YÜKSEKLİĞİ:Serpinti seviyesi ve yer tesislerinde hasarın, komutan tarafından kabul edilen önceden tespit edilmiş seviyede meydana geleceği asgari paralanma yük sekliği

SAFE CONDUCT : English Turkish military

GİRİŞ BELGESİ, GEÇİŞ BELGESİ:Bir askeri makam tarafından dağıtılan ve yasak bir bölgeye (restricted area) girmek veya böyle bir bölgede kalmak isteyen şahsın üzerinde bulunması gereken pasaporta benzer bir belge. Giriş belgesine sahip olan bir kimse sınırlı bölgeye eşya getirip götürmeye ve burada ticaret yapmaya da yetkilidir

SAFE CURRENT : English Turkish military

EMNİYETLİ AKINTI:Bir deniz mayın harbinde taranmakta olan mayınlara nazaran bir tehlike bölgesi hasıl etmeye muayyen bir dalga şekli ve puls saykılındaki bir taramaya verilebilen azami akıntı

SAFE DEPTH : English Turkish military

EMNİYETLİ DERİNLİK:Bir deniz mayın harbinde düşünülen bir dip mayınının harekete geçirilmesine imkan vermeyen en sığ derinlik. Emniyetli derinlik genelde yapılan hıza, denizin sakinliğine ve geminin çektiği suya bağlıdır

SAFE DISTANCE : English Turkish military

EMNİYET MESAFESİ:Bir deniz mayın harbinde; patlama hasar bölgesinden tarayıcının merkezine kadar olan yatay uzaklık

SAFE DRIVING DISTANCE : English Turkish military

OTO EMNİYET MESAFESİ, FREN MESAFESİ, ARAÇ DURMA MESAFESİ:Bir motorlu aracın, belirli bir hızla, diğer bir aracın gerisine yanaşabileceği mesafe. Bu mesafe; öndeki araç ansızın durduğu zaman, arkadakinin buna çarpmadan durmasını sağlamak için bırakılır

SAFE HAVEN : English Turkish military

GÜVENLİ BARINAK:
ABD hükümetinin sorumluluğunda muharip olmayan birlikler için tahsis edilen bölgeler ve geçerli bir iç veya acil durum anında ticari araçların ve teçhizatın tahliyesi.
Enerji Bakanlığı gizlilik dereceli nakliyecilerine Savunma Bakanlığı bünyesinde nükleer maddelerin veya nükleer olmayan gizlilik dereceli maddelerin güvenliği ve geçici depolanmasının sağlanması. Bu ayrıca A veya B sınıfı patlayıcı madde ihtiva eden ticari araçların parkını da kapsar

SAFE HOUSE : English Turkish military

GÜVENLİ YER:İyi güvenliği sağlanmış bir örgüt tarafından gizli ve kapalı faaliyet yapmak üzere tesis edilmiş masum görünüşlü ev veya yerler

SAFE SEPARATION DISTANCE : English Turkish military

EMNİYETLİ AYIRIM MESAFESİ:Ateşleme sistemi ile silah arasında tehlikeyle ilgili fonksiyonun kabul edilebilir en az mesafesi

SAFE SPEED : English Turkish military

EMNİYETLİ SÜRAT:Bir deniz mayın harbinde bir geminin tehlike bölgesinde mayınları tahrik etmeden yapması gereken sürat

SAFE WORKING LOAD : English Turkish military

EMNİYETLİ ÇALIŞMA YÜKÜ:Deniz harekatında donanıma emniyetli bir şekilde tatbik edilebilecek azami yük, ve bu yük normalde donanıma ait etiket plakasında gösterilir. Ayrıca bak. "static test load"