Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
SENTRY : English Turkish military

NÖBETÇİ:Nöbet tutmak, kurulmuş düzeni muhafaza etmek, şahısları ve belirli noktaları baskından korumak veya düşman taarruzuna karşı uyarmak üzere, bir karakolun mensubu olarak görevlendirilmiş asker. Bütün nöbetçiler, aynı zamanda, kimyasal maddelere karşı ikaz unsuru, yani gaz gözcüsü durumundadır

SENTRY SQUAD : English Turkish military

NÖBETÇİ MANGASI:Nöbetçilik veya muhafızlık vazifesiyle görevlendirilmiş manga. Manga erlerinden bir kısmı nöbet tutarken, diğerleri istirahat eder, fakat, acil hallerde derhal göreve koşmak veya nöbet süresi sona eren arkadaşlarını değiştirmek üzere, her an göreve hazır halde bulunurlar

SEPARABLE COST : English Turkish military

AYRIMLANABİLİR MALİYET:

SEPARATE : English Turkish military

AYIRMAK, BÖLMEK:Bir şeyi başka bir şeyden ayırmak

SEPARATE BATTALION : English Turkish military

BAĞIMSIZ TABUR:Alayın bir kısmını teşkil etmeyen ve sahrada müstakil bir birlik olarak faaliyette bulunan tabur. Bu tabur; hem idari hem taktik bir birliktir

SEPARATE BATTERY : English Turkish military

BAĞIMSIZ BATARYA:Bir taburun bir kısmını teşkil etmeyen ve sahrada müstakil bir birlik olarak faaliyette bulunan batarya

SEPARATE COMPANY : English Turkish military

BAĞIMSIZ BÖLÜK:Bir taburun bir kısmını teşkil etmeyen ve sahrada müstakil bir birlik olarak faaliyette bulunan bölük

SEPARATE LOADING ROUND : English Turkish military

KESELİ ATIM:Terkipsiz keseli cephane atımı. Bak. "separate loading ammunition"

SEPARATE REGIMENT : English Turkish military

BAĞIMSIZ ALAY:Bir tümen veya tugayın bir parçasını teşkil etmeyen ve sahrada müstakil bir birlik olarak faaliyette bulunan alay

SEPARATE SHIPMENTS : English Turkish military

BÖLÜNMÜŞ SEVKİYAT:Birlik ağırlıkları dışındaki teçhizat ve ikmal maddelerinin, tek gönderme belgesi ile, münferit olarak sevki. Birliğin kontrolü altında hareket eden birlik ağırlıkları sevkiyatı, bölünmüş bir sevkiyat değildir. Bir depodan, birlik teçhizatı ile ilgili olarak yapılan noksan malzeme sevkiyatı bölünmüş sevkıyattır. Bölünmüş sevkiyat, nakliyat grupları (assemblage) halindekiler hariç, bir ulaştırma birimine eşittir

SEPARATE-LOADING AMMUNITION : English Turkish military

TERKİPSİZ CEPHANE:Mermi ve sevk barutu silaha ayrı olarak doldurulan cephane

SEPARATEE : English Turkish military

ASKERLİKTEN AYRILAN, ASKERLİKTEN AYRILMIŞ:Askeri hizmetten ayrılma durumunda bulunan askeri şahıs

SEPARATION : English Turkish military

AYRILMA:Faal görevden ayrılma, terhis, emeklilik, tard, ihraç, istifa veya ölüm sonucu yapılan personel işlemlerine uygulanan geniş anlamlı terim

SEPARATION CENTER : English Turkish military

TERHİS VE AYIRMA MERKEZİ:Personelin askeri hizmetten ayrılmasını gerçekleştirmek üzere tesis edilmiş büro

SEPARATION COUNSELOR : English Turkish military

TERHİS VE AYIRMA DANIŞMANI:Şahsi temas, aydınlatma ve kayıtları hazırlama suretiyle, askeri personelin hizmetten ayrılmasına yardım eden subay ve erat sınıfına mensup, ehliyet dereceli personel

SEPARATION QUALIFICATION RECORD : English Turkish military

ASKERLİKTEN AYRILIŞ EVSAF BELGESİ:Ordudan ayrılma zamanında hazırlanan resmi belge. Bu belge; sivil ve askeri meslek ve öğretim tecrübelerinin bir özetini ihtiva eder. İcabında, sivil mesleklere tekabül eden askeri ihtisasları da ihtiva edebilir

SEPARATION ROCKET : English Turkish military

AYIRMA ROKETİ:İkinci veya daha üst kademeye iki veya daha çok sayıda gruplar halinde yerleştirilen ve mensup olduğu kademenin bir önceki kademeden ayrılışında, hızlanıp uzaklaşmak için ek çekişe ihtiyacı bulunduğu zaman harekete geçen, genellikle katı yakıtlı küçük roket

SEPARATION VELOCITY : English Turkish military

AYRILIŞ HIZI:Bir uzay aracının herhangi bir parça veya kısım kendisinden ayrıldığı andaki hızı; özellikle bir arz uydusunun taşıyıcıdan ayrıldığı andaki hızı

SEPARATION ZONE : English Turkish military

AYRILMA BÖLGESİ:Kesin güvenlik tedbirleri alınmadıkça birliklerin yoluna devam etmeyeceği komşu iki yatay ve dikey bölge arasındaki saha

SEQUENCE : English Turkish military

SIRA:Kriptografide; devamlı olarak kullanılan sembollerin (harfler, rakamlar vs.) sıralanmış terkibi. Özellikle, sıra takip eden bir şifre alfabesi unsurunun cüzi; bir sıra takip eden bir şifre karesinin bir satırında, sütununda veya köşegenindeki sembolleri; bir sıra takip eden şifre anahtarı harfleri veya rakamları

SEQUENCE CIRCUIT : English Turkish military

SIRALAMA DEVRESİ:Bir mayın harbinde, önceden saptanmış atış tanziminin etkisi ile önceden sıralanmış harekete, geçirme gerektiren devre

SEQUENCED EJECTION SYSTEM : English Turkish military

SIRALANMIŞ TEPKİ SİSTEMİ:Bak. "ejection systems"

SEQUENCER : English Turkish military

SIRALAYICI, OLAY SIRALAYICI:Bir seri olayı gösterecek ve olaylar birbirini belirli bir sıra dahilinde takip edecek şekilde ayarlanabilir, mekanik veya elektronik bir cihaz

SEQUENTIAL : English Turkish military

SIRALI:

SERGEANT : English Turkish military

SERGEANT (FÜZESİ):75 deniz mili dahilindeki mesafe içinde hedeflere taarruz etmek üzere imal edilmiş nükleer harp başlığı kullanma kabiliyetinde katı yakıtlı, atalet güdümlü, satıhtan satha atılır, seyyar bir füze