Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
UNOBLIGATED BALANCE : English Turkish military

TAHSİSAT BAKİYESİ:Bütçenin; tahsisler (appropriations), tahsisat dağıtımları (apportionments), ödenek tertipleri (allocations) ve ödenek payları, (allotments) ile ilgili olarak sözleşmeye bağlanmış kısmı

UNOBLIGATED STOCKS : English Turkish military

GENEL STOK, GÜNLÜK İHTİYAÇ STOKU:Özel stok (obligated stocks) dışında kalan ve günlük ihtiyaçlar için gerekli olan eldeki stok. Ayrıca bak "level of supply"

UNOBSERVED FIRE : English Turkish military

GÖZETLEMESİZ ATEŞ:Etki veya patlama noktaları gözetlenmeden yapılan atış. Ayrıca bak "fire"

UNOFFICIAL TRAINING LITERATURE : English Turkish military

GAYRI RESMİ EĞİTİM KILAVUZU:Devamlı veya yazışmalı kurs öğretimini ABD anayurdu kara ordusu komutanlığı tarafından yayınlanmış bur konu veya eğitim testleri belirli bir safhasında desteklemek üzere, sınıf okulu dokümanı olarak yayınlanmış özel metinler nevinden yazılar. Ayrıca bak "training literature"

UNORGANIZED MILITIA : English Turkish military

TEŞKİLATSIZ MİLİS:Bak "militia"

UNPREMEDITATED EXPANSION OF A WAR : English Turkish military

BEKLENMEDİK ŞEKİLDE GENİŞLEMİŞ SAVAŞ:Bu terim kullanılmamalıdır. Bak "escalatıon"

UNPREMEDITATED WAR : English Turkish military

BEKLENMEYEN SAVAŞ:Bu terim kullanılmamalıdır. Bak "accidental attack"

UNPROGRAMMED DEPOT LEVEL MAINTENANCE : English Turkish military

PROGRAMSIZ FABRİKA SEVİYESİNE BAKIM:

UNQUALIFIED : English Turkish military

EHLİYET DERECESİZ, EHLİYETSİZ:Bir silahın kullanılışına ait belirli bir kursu tamamlamamış veya bir silahı kullanmada standard bir dereceye çıkmamış kimsenin durumu

UNREMITTING : English Turkish military

FASILASIZ:

UNRESTRICTED AREAS : English Turkish military

YASAK OLMAYAN BÖLGELER, SERBEST BÖLGELER:Dost kuvvetlerin işgalinde bulunup, özellikle yasak bölge ilan edilmeyen ve, ilgili mevzuata riayet etmeleri şartıyla, dost uçakların serbestçe hareket etmelerine müsait olan bölgeler

UNSATISFACTORY : English Turkish military

YETERSİZ, KIYAFETSİZ:

UNSCHEDULED CONVOY PHASE : English Turkish military

PROGRAMLANMAMIŞ KONVOY SAFHASI:Savaşın ilk günlerinde düzenli konvoy safhasında programlanmış konvoylara geçilmeden önce geçici olarak oluşturulan konvoylar

UNSEEN FIRE : English Turkish military

GÖRÜNMEYEN ATEŞ:Gözle görünmeyen bir uçağın ulaşacağı bir noktaya, radar gözetlenmesiyle, devamlı olarak tevcih edilen ateş. Ayrıca bak "seen fire"

UNSERVICEABILITY : English Turkish military

HİZMETE ELVERİŞSİZLİK:

UNSERVICEABLE PROPERTY : English Turkish military

HİZMETE ELVERİŞSİZ ORDU MALI:Bak "serviceable property"

UNSERVICEABLE SUPPLIES : English Turkish military

HİZMETE ELVERİŞSİZ İKMAL MADDELERİ:Dağıtıma hazır eldeki stok durumuna gelmeden önce onarıma, işleme veya değişikliğe ihtiyaç gösteren bütün ikmal maddeleri

UNSUPPORTED FLANK : English Turkish military

DESTEKLENMEMİŞ YAN, AÇIK YAN:Bak "open flank"

UNSURVEYED AREA : English Turkish military

KEŞİF YAPAMAMIŞ BÖLGE:
Bir harita üzerinde kabarıklık veya planı metrik bilgileri elde bulunmayan bölgeler. Bu bölgeler "unsurveyed", "keşfi yapılmamış" terimiyle belirlenir.
Bir harita üzerinde, elde sınırlı doğru bilgi veya hiç bilgi bulunmamasından dolayı çok az veya hiç harita bilgisi verilmeyen kısım

UNTHICKENED FUEL : English Turkish military

NORMAL ALEV YAĞI:Portatif veya küçük alev makinalarında yanıcı bir yakıt olarak kullanılan benzin ve mazot, veya motor yağları karışımı. Ayrıca "thickened fuel"

UNVENTILATED SHELTER : English Turkish military

VANTİLASYONSUZ SIĞINAK:Personeli harp gazlarından koruyacak şekilde yapılmış hava geçirmez sığınak. Bu sığınaklarda, vantilasyon tertibatı yoktur; fakat sığınak kapatıldığı zaman içerideki hava tecrit edilmiş olur

UNWANTED CARGO : English Turkish military

İSTENMEYEN YÜK:Alıcı ülke tarafından savaş zamanında gereksinme duyulmayan barış zamanında yüklenmiş bir yüktür. Ayrıca bakınız: "loading; chemical ammunition cargo; flatted cargo; general cargo; heavy-lift; high explosive cargo; inflammable cargo; perishable cargo; special cargo; troop space cargo; vehicle cargo "

UNWARNED EXPOSED : English Turkish military

İKAZ EDİLMEMİŞ VE AÇIKTA:Dost kuvvetlerin nükleer silah etkilerine karşı içinde bulundukları hassasiyet durumu. Bu durumda personelin açıkta ayakta durduğu ancak basınç dalgası gelmeden önce yere yattıkları varsayılır. Bu personelin çıplak deri bölgelerinin bir kısmının termal radyasyona maruz kalması ve bazılarının ışıktan etkilenmesi beklenir. Ayrıca bak "warned exposed" ve "warned protected"

UP : English Turkish military

KALDIR:Havan atışlarının tanzimi için verilen bildirmek üzere kullanılan terim. Ayrıca bak "down"

UPDATE : English Turkish military

YENİLEMEK; EN SON DURUMA UYGUN HALE GETİRMEK; GÜNCELLEŞTİRMEK: