English Turkish military
VOUCHER : English Turkish military
BELGE:İşlem gören mal ve paranın cinsini mahiyetini ve miktarını teşvik eden ve genellikle kaydedileceği hesabı gösteren vesika
VT FUZE : English Turkish military
VT TAPASI:Radyo dalgalarının yansıması suretiyle çalışan ve hedefe yaklaşırken faaliyete geçen tapa. Bu tapa mermiyi imali sırasında tespit edilen yükseklikte paralanır. Ayrıca bak "füze"
VULCAN : English Turkish military
VULCAN:Alçak irtifa hava savunması sağlayan ve kara kuvvetlerine karşı doğrudan doğruya kullanabilen bir kara kuvvetleri hava savunma topu. Bu top altı namlulu hava soğutmalı ve 20 mm. lik dönerek ateşlenen bir silahtır
VULNERABILITIES : English Turkish military
ZAYIF (NOKTALAR) ZAYIF TARAFLAR, HASSAS NOKTALAR:Stratejik istihbaratta, yabancı bir milletin savaşta ve barışta harp potansiyelini azaltmak veya mücadele arzusunu kırmak maksadıyla her hangi bir şekilde yapılan harekete karşı gösterdiği hassasiyet
VULNERABILITIES STUDY : English Turkish military
HASSAS NOKTALAR İNCELENMESİ:Nükleer taarruzdan önce, düşmanın zayıf tarafını inceleme maksadıyla yapılan bir incelemek
VULNERABILITY : English Turkish military
HASSASİYET:Doğal olmayan (insan yapısı) düşman bir ortamdaki belirli seviyelerdeki bazı etkilere maruz kalması neticesinde bir sistemin etkinliğinde belirli bir azalmaya neden olan (tayin edilmiş olduğu görevi yapamamak) özellik
VULNERABILITY FACTOR : English Turkish military
VURUŞ İHTİMAL FAKTÖRÜ:Belirli şartlar altında yapılan bombardıman veya atışta, tek bir merminin hedefe vurma ihtimalini gösteren formül
VULNERABILITY PROGRAM : English Turkish military
HASSASİYET PROGRAMI:Nükleer silah sistemlerinin düşman karşı önlemlerine, kaza yangınlara ve kazai şoklara karşı hassasiyet derecesini ve bunun çözümlerini belirlemek üzere yapılan program
VULNERABILITY STUDY : English Turkish military
HASSASİYET İNCELEMESİ:Özel bir durumdaki bir kuvvetin düşman tarafından kullanılabilmesi mümkün olan hassas yönlerini tayin etmek için yapılan yetenek ve sınırlılık tahlili
VULNERABLE : English Turkish military
MÜDAFAASI ZOR, HÜCUMA MARUZ, HASSAS:
VULNERABLE AREA : English Turkish military
HASSAS BÖLGE:Hava savunmasına ihtiyaç gösteren hayati veya önemli bir bölge. Bak "vital area"
VULNERABLE POINT : English Turkish military
HASSAS NOKTA:Hava savunmasına ihtiyaç gösteren hayati ve önemli nokta
VULNERABLE RANGE : English Turkish military
HASSAS MESAFE:Herhangi bir hedefin, mermi, bomba vs. gibi şeylerden tesir göreceği mesafe
WAC OFFICER CANDIDATE SCHOOL : English Turkish military
ORDU KADIN YEDEK SUBAY OKULU:Ordu kadın sınıfına subay yetiştiren okul. Ayrıca bakınız: "service school"
WADING CROSSING : English Turkish military
Bak. "deep fording", "deep fording capability", "shallow fording", "shallow fording capability". (Hepsi sulardan geçme kabiliyetidir. )
WAIST GUN : English Turkish military
BORDA SİLAHI:Bir uçağın baş veya kuyruk tarafına konmayıp, bordosunun orta kısmına yerleştirilen müteharrik ve elle kullanılan silah
WAITING POSITION : English Turkish military
BEKLEME MEVKİİ:Hızlı karakol botlarının harekete geçmeye hazır bekledikleri coğrafi bir mevkii. (Çevik kıyı kuvvetleri. )
WAIVER : English Turkish military
İSTİSNAİ İŞLEM; İSTİSNAİ MUAFİYET:Herhangi bir mecburiyetten resmen muaf tutmak. Öncelikle askeri hizmetler için istenilen, esaslı vücut sağlamlığı şartlarından muaflık. Bu daha çok vücutça küçük bir kusuru olmakla beraber, tecrübesi ve genel bünye durumu ile bu kusuru telafi edenler hakkında uygulanır
WALKING PATIENT : English Turkish military
YÜRÜYEBİLEN HASTA:Nakil esnasında sedyeye ihtiyaç göstermeyen hasta (NATO)
WALKING WOUNDED : English Turkish military
YÜRÜYEBİLEN YARALI:Yaralandığı yerden tedavi olacağı yere kadar yürüyebilen yaralı. Buna (ambulant case), (ambulatory case), (ambulant patient) ve (walking ambulatory patient) de denir
WALLEYE : English Turkish military
WOLLEYE (GÜDÜMLÜ BOMBASI):Büyük ve yarı-sert hedeflerin imhası için havadan yere atılan güdümlü bomba. Yön bulmak için iz takip eden bir televizyon sistemi kullanır
WALLOW COURSE : English Turkish military
BULAŞICI MADDELERDEN TEMİZLEME HENDEĞİ:Bak. "mud lime slurry course"
WANIGAN : English Turkish military
VANİGAN:Genellikle bir araç veya kızak üzerine monte edilmiş ve yere indirilmek suretiyle de kullanılabilen ev veya barınak. Bu barınaklar; uyumak, yemek pişirmek, yemek yemek, depolama, ilk yardım ve atölye olarak veya başka özel maksatlarla kullanılır. Bunlar özellikle arktik bölgelerinde kullanmaya elverişli şekilde yapılmışlardır
WANTED CARGO : English Turkish military
İSTENEN YÜK:Nakliyenin deniz kontrolünde, alıcı ülke tarafından acilen gereksinme duyulmayan ancak ileride ihtiyaç duyulacak bir yüktür
WAR : English Turkish military
HARP:İki veya daha çok muhasım kuvvet arasında yapılan ve birbirlerine siyasi emellerini kabul ettirme maksadı güden silahlı çatışma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani