English Turkish military
BELT : English Turkish military
ŞERİT:Otomatik bir silaha mermi sürülmesini temin için, kullanılan mermileri tutacak şekilde ilmikleri bulunan bez şerit veya seri halinde birbirine bağlanmış madeni kıskaçları olan şerit
BELT CONVEYOR : English Turkish military
BANT KONVEYÖR, BANT TRANSPORTÖR:
BELT FED : English Turkish military
ŞERİTLİ, ŞERİTLE DOLDURULUR:Otomatik silahlar için yapılmış bir şeritle doldurulan silah
BELT FILLING MACHINE : English Turkish military
ŞERİT DOLDURMA MAKİNESİ, DOLDURMA MAKİNESİ:Bak. "belt loading machine"
BELT LOADING MACHINE : English Turkish military
ŞERİT DOLDURMA MAKİNESİ, DOLDURMA MAKİNESİ:Şerit ile beslenen bir otomatik silahın fişek şeridine fişeklerin takılması için yapılmış makine. Buna "belt filling machine" de denir
BELT ROAD : English Turkish military
PARALEL YOL, CEPHEYE PARALEL YOL:Bak. "lateral road"
BENCH CHECK : English Turkish military
BREMZE KONTROLÜ:Bir maddenin hizmete elverişli duruma getirilmesi veya geçici ya da kesin kayıt silme işlemine tabi tutulması için nelerin yapılması icap ettiğini meydana çıkarmak üzere tipik kontrolünü veya fiili çalışma denenmesini içine alan atölye bakım kısmı kontrolü
BENCH MARK : English Turkish military
NİVELMAN NOKTASI:Bir ölçme hattı üzerinde arazinin yüksekliğini gösteren işaret. Daimi veya yarı daimi olarak işaretlenmiş bir ölçme hattı üzerinde, mevkii ve yüksekliği bilinen nokta, çok kez, sonraki hava ölçmelerinde bir müracaat noktası olarak kullanılır
BENCH TEST : English Turkish military
BREMZE MUAYENESİ:Bak. "bench check"
BENDS : English Turkish military
HAVA AMBOLİSİ, KRAMP:Düşük hava basıncına maruz kalma sonucu vücut dokusu ve sıvı kısımlarında, diğer gazlarla birlikte, azot kabarcıklarının teşekkülünden ileri gelen şiddetli, kol, bacak ve mafsal ağrıları. Böyle bir halin yüksek irtifada meydana gelmesi, yükselişe geçmeden, yer seviyesinde iken saf oksijen teneffüs edilmekle, büyük ölçüde azaltılabilir. Ayrıca bakınız: "aeroembolism", "decompression sickness" ve "dybarism"
BENEFICIAL OCCUPANCY : English Turkish military
FAYDALI İŞGAL:Henüz tamamlanmamış bir bina, yapı, veya tesisi hem işgal edenin menfaatini sağlayacak, hem inşaatçının inşaatı tamamlamasına, nispeten cüzi bir müdahale teşkil edecek şekilde ve inşaat gayesine uygun olarak işgal
BENEFICIARY : English Turkish military
MÜSTEFİT:Bir askerin ölümü ile, bir ödemeye, sigorta bedeline veya bir ölüm tazminatına hak kazanan kimse
BENEVOLENT : English Turkish military
KORUYUCU:
BENT : English Turkish military
"BENT" (KOD):Hava engellemesi ve yakın hava desteğinde "Belirtilen teçhizat çalışmıyor (geçici veya daimi olarak) " anlamına gelen kod. "OKAY" koduyla iptal edilir
BERM : English Turkish military
TOPRAK KADEMESİ:Bir siper veya yeraltı sığınağının üstüne yakın bulunan bir kademe veya basamak. Toprak kademesi; ön siperler ile siper kenarlarının sığınak için doğru kaymasına ve yıkılmasına engel olur ve kirişlere destek vazifesi görür. Siperlerin ön kısımlarında bu vazifeyi dirsek kademesi görür
BESSEL METHOD : English Turkish military
BESSEL USULÜ, BESSEL METODU:Bir gözetleyicinin bulunduğu noktayı, arazide görülebilen harita üzerindeki noktalardan bakmak suretiyle, bir harita veya plan üzerinde tespit usulü. Buna "Italian method" (İtalyan usulü) de denir
BETWEEN DECKS : English Turkish military
ARKA GÜVERTE, GLADORA:Herhangi iki güverte arasındaki saha:
BI-MARGIN FORMAT : English Turkish military
İKİ MARJİNLİ FORMAT:Harita detaylarının, normalde Kuzey ve Doğu olmak üzere harita sayfasının iki kenarına uzatıldığı, ve böylece geriye sadece iki marjının kaldığı bir harita veya şemanın formatı
BID : English Turkish military
FİYAT TEKLİFİ, ARTTIRMA:Bir açık arttırmada bir malı, belirli bir fiyata satın alma teklifinde bulunma
BIDDING : English Turkish military
PEY SÜRME, İHALE:
BIDDING CONDITIONS : English Turkish military
ARTTIRMA ŞARTLARI:
BIFUEL PROPULSION : English Turkish military
ÇİFT YAKITLA TAHRİK:Çalışma gücünü iki yakıttan alan tahrik sistemi. Yakıtlardan biri oksijen taşıyıcısıdır, ikincisi hidro-karbon verir. Ayrıca bakınız: "mono-fuel propulsion" ve "propulsion"
BILATERAL : English Turkish military
İKİ TARAFLI:
BILATERAL INFRASTRUCTURE : English Turkish military
İKİ TARAFLI ENFRASTRÜKTÜR:Yalnız iki NATO üyesini ilgilendiren ve aralarında karşılıklı anlaşma ile finanse edilen enfrastrüktür. Örneğin; Bir NATO üyesi memleket arazisinde bir başka NATO üyesi kuvvetin faydalanması için gerekli tesisler. Ayrıca bakınız: "infrastructure"
BILATERAL OBSERVATION : English Turkish military
İKİ YANDAN GÖZETLEME:Birbirinden uzak iki alet ve iki gözetleyici kullanmak suretiyle, vuruş veya paralanmaların hedeften ne kadar ayrıldıklarını tayin etme usulü. Buna "bilateral spotting" de denir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani