English Turkish
ADDRESS AN AUDIENCE : English Turkish
dinleyici önünde konuşma yapmak, bir grup önünde konuşma yapmak, seyirci önünde konu anlatmak
ADDRESS BOOK : English Turkish
n. adres defteri, bir kimsenin adresler ve telefonları kaydettiği defter; (Bilgisayar) elektronik posta adresleri listesi
ADDRESS MASK : English Turkish
n. adres maskesi, (İnternet) bir IP adreste hangi bitlerin ağ adresine ve adresin alt ağ maske parçalarına uyduğunu belirlemek için kullanılan maske biti
ADDRESS ONESELF TO : English Turkish
girişmek, koyulmak
ADDRESS ONESELF TO THE AUDIENCE : English Turkish
seyirciye karşı dönmek, yönelmek ya da seyirciyle konuşmak
ADDRESS RESOLUTION : English Turkish
adres çözümleme, adresleme yöntemleri arasında adresleri dönüştürme
ADDRESS RESOLUTION PROTOCOL : English Turkish
Adres Çözüm Protokolü; yerel bir alan ağı üzerinden çalışma yerlerine adres sağlayan protokol
ADDRESS TAG : English Turkish
n. adres etiketi
ADDRESS THE CHAIR : English Turkish
aşkana hitap etmek
ADDRESS THE MEETING : English Turkish
topluluğa hitap etmek, insan topluluğuna doğrudan konuşma yapmak
ADDRESS UNKNOWN : English Turkish
ilinmeyen adres, bilinmeyen hedef, istenilen adres bilinmemektedir
ADDRESSED : English Turkish
adj. adreslenmiş, adresi yazılmış (mektupta, pakette, vs. gibi)
ADDRESSED HIMSELF TO THE ISSUE OF : English Turkish
konuyu ele aldı, özellikle bu konuyla ilgili konuştu
ADDRESSEE : English Turkish
n. alıcı
ADDRESSER : English Turkish
n. gönderen, adresi yazan kimse, gönderici; dilekçe veren kimse
ADDRESSES : English Turkish
n. kur, kur yapma
ADDRESSING : English Turkish
n. adresleme, ağ kaynaklarına ulaşım yöntemi (Bilgisayar)
ADDRESSOGRAPHT : English Turkish
n. AddressographT, mektupların üzerine adresleri otomatik olarak basan bir yazıcı markası, adres etiketçisi
ADDRESSOR : English Turkish
n. gönderen, adresi yazan kimse, gönderici; dilekçe veren kimse
ADDS : English Turkish
adds, ABD ordusunda dağıtım sistemi
ADDS : English Turkish
adds, havadan taşınan teslimat sistemi
ADDS : English Turkish
adds, Antarktika ile ilgili olan veri rehberi kitabı
ADDUCE : English Turkish
v. vermek (örnek), ileri sürmek (kanıt), göstermek (kanıt)
ADDUCEABLE : English Turkish
adj. delil olarak gösterilebilen, kanıt olarak ileri sürülebilen, kanıt olarak gösterilebilen, delil olarak alıntı yapılabilen
ADDUCED EVIDENCE : English Turkish
gösterilmiş delil, ileri sürülmüş olan kanıt veya delil
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani