Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ADIS ABEBA : English Turkish

Etiyopya’nın başkenti

ADIT : English Turkish

n. giriş, tünel, galeri

ADIZ : English Turkish

Hava Savunma Teşhis Bölgesi, zeminden yukarı doğru uzanan güvenli hava sahası bölgesi (özellikle sınır boyunca)

ADIÓS : English Turkish

interj. güle güle, (İspanyolca) elveda, hoşça kal

ADJ. : English Turkish

sıfat, isim niteleme veya tamlama görevi olan (Gramer)

ADJACENCIES : English Turkish

n. dolay, etraf, çevre, civar

ADJACENCY : English Turkish

n. bitişik olma; yakınlık, civar

ADJACENT : English Turkish

adj. bitişik; yakın, komşu

ADJACENT ANGLE : English Turkish

komşu açı

ADJACENT AREA : English Turkish

mücavir alan, bitişik olan bölge, yakın olan bölge

ADJACENT TO : English Turkish

itişik, yanında, sınırı olan, komşu olan

ADJACENTLY : English Turkish

adv. bitişik halde, yanında; komşu olarak, yan yana olarak

ADJECTIVAL : English Turkish

adj. sıfat, sıfat gibi kullanılan

ADJECTIVAL NOUN : English Turkish

n. isim olarak kullanılan sıfat, isim işlevi olabilen sıfat

ADJECTIVALLY : English Turkish

adv. sıfat gibi kullanılarak, sıfat olarak (Gramer)

ADJECTIVE : English Turkish

n. sıfat, önad

ADJECTIVE : English Turkish

adj. sıfat, sıfat gibi kullanılan, bağlı, tabi, sabitleştiricili, biçimsel

ADJECTIVELY : English Turkish

adv. sıfat halinde, sıfat gibi

ADJOIN : English Turkish

v. yan yana koymak, bitiştirmek, eklemek, katmak, yan yana olmak, bitişik olmak

ADJOINED : English Turkish

adj. ekli, bitişik, katılmış

ADJOINING : English Turkish

adj. bitişik, yan yana

ADJOINT : English Turkish

n. eklenmiş, her öğenin eş çarpanı ile değiştirildiği matrisin yeniden düzenlenmesi; ek, yardımcı

ADJOURN : English Turkish

v. ertelemek, sonraya bırakmak, son vermek (oturum vs), dağılmak, geciktirmek, geçmek (bir yere)

ADJOURN SINE DIE : English Turkish

v. süresiz olarak ertelemek, belirsiz bir tarihe ertelemek

ADJOURNMENT : English Turkish

n. erteleme, ertelenme, geciktirme, oturum arası