English Turkish
ADJT : English Turkish
yaver, emir subayı
ADJUDGE : English Turkish
v. hüküm vermek, hükmüne varmak, hükmetmek, kararına varmak, vermek (ödül vb.), hüküm giydirmek, mahkum etmek
ADJUDGEMENT : English Turkish
n. hüküm, adli karar veya hüküm, mahkeme kararı
ADJUDGMENT : English Turkish
n. hüküm, adli karar veya hüküm, mahkeme kararı
ADJUDICATE : English Turkish
v. hüküm vermek, hükmüne varmak, kararına varmak, hakemlik etmek, yargıcılık yapmak, ihale etmek
ADJUDICATIO : English Turkish
v. hüküm vermek, mahkum etmek, hukuki karar almak, karara bağlamak, yargılamak
ADJUDICATION : English Turkish
n. hüküm verme, hüküm, karar
ADJUDICATION OF COSTS : English Turkish
masraflarla ilgili mahkeme kararı, avukat masraflarının istihkakı ile ilgili olan mahkeme kararı
ADJUDICATION OF INTEREST : English Turkish
faiz kararı, ana para faizi ödemesi ile ilgili mahkeme kararı
ADJUDICATION OF INTEREST AND LINKAGE : English Turkish
faiz ve bağlama kararı, sermaye faizi ödenmesiyle ve onu endekse veya döviz kuruna bağlanmasıyla ilgili mahkeme kararı
ADJUDICATIVE : English Turkish
adj. hükme dayalı, bir mahkemenin hüküm kararı veya tespitiyle ilgili
ADJUDICATOR : English Turkish
n. hakim, yargıç, hakem, yargıcı
ADJUDICATURE : English Turkish
n. yargılama, hüküm verme, mahkemenin karar veya hüküm verdiği süreç; mahkeme kararı veya hükmü
ADJUNCT : English Turkish
n. ek, ilave, ikinci dereceden şey, yardımcı, tamamlayıcı, niteleme sözcüğü
ADJUNCT : English Turkish
adj. tamamlayan
ADJUNCTION : English Turkish
n. ek, bir şeye ilave; kelime veya ifade nitelemek için kullanılan katma bitiştirme(Gramer)
ADJUNCTIVE : English Turkish
adj. birleşik
ADJUNCTLY : English Turkish
adv. ikinci derecede, yardımcı olarak, ek olarak, tamamlayıcı bir şekilde
ADJURATION : English Turkish
n. rica, yalvarma, istek, dilek, yemin, ant
ADJURE : English Turkish
v. yalvara yakara istemek, yalvarmak, rica etmek, yeminle istemek
ADJURED A WITNESS : English Turkish
şahide yemin ettirdi, mahkemede tanıklık eden birine yemin ettirmek
ADJURER : English Turkish
n. ciddiyetle ve ağırbaşlı bir şekilde görevlendiren veya yemin eden; yalvaran kimse, rica eden kimse
ADJUROR : English Turkish
n. ciddiyetle ve ağırbaşlı bir şekilde görevlendiren veya yemin eden; yalvaran kimse, rica eden kimse
ADJUST : English Turkish
v. ayarlamak; uydurmak, alıştırmak, alışmak; düzeltmek; belirlemek, halletmek
ADJUST A TIE : English Turkish
kravat düzeltmek, bir düğümü güçlendirmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani