English Turkish
A PIECE OF : English Turkish
adj. bir parça
A PIECE OF ADVICE : English Turkish
n. öğüt, tavsiye
A PIECE OF CAKE : English Turkish
n. kolay görev, basit iş, "çocuk oyuncağı"
A PIECE OF LAND : English Turkish
n. arazi parçası
A PIECE OF NEWS : English Turkish
n. bir haber
A PLAGUE ON HIM : English Turkish
interj. allah belâsını versin, belâsını bulsun
A PLETHORA OF : English Turkish
n. bir aşırılık
A POOR TRENCHERMAN : English Turkish
n. iştahsız kimse
A POSTERIORI : English Turkish
nedenini etkileyen, doğmasına neden olan, bilinen sebeplerden kaynaklanan
A POT OF MONEY : English Turkish
n. yığınla para, yışınla para, dünya kadar para
A PRIORI : English Turkish
önsel, olası, muhtemel
A PRIORI AND A POSTERIORI : English Turkish
ir mesele nasıl veya hangi temeller üzerinde anlaşılır hale gelebilir (öncül ve soncul)
A PROGRAMMING LANGUAGE : English Turkish
A Programlama Dili, 1960’larda geliştirilmiş olan ve genelde matrisli veri oluşturmak için kullanılan bilgisayar programlama dili (merkez işlemciler ve daha küçük bilgisayarlarda kullanılan döngü talimatlarına dayanarak)
A PROPERTY MAN : English Turkish
aksesuarcı, sahne aksesuarları ile ilgilenen kimse
A PUT UP JOB : English Turkish
önceden ayarlanmış komplo, aldatmak veya yanlış yönlendirmek için planlanmış şey
A QUARREL OF LONG STANDING : English Turkish
n. çok eski mesele, uzun zamandır devam eden ihtilaf
A QUARTER OF : English Turkish
dörtte bir; çeyrek, onbeş dakika öncesi (saat)
A QUICK QUID : English Turkish
neticede hiçbir çaba harcamadan ve genellikle namussuzca kazanılan para (Argo)
A RASHER OF BACON : English Turkish
n. domuz pastırması dilimi, domuz salamı dilimi
A REAL GO-GETTER : English Turkish
hırslı kimse, atılgan kimse, inisiyatif alan kimse, gayretli kimse (ör: "Susan'ın bir ödül alacağına eminim, o gerçekten çok hırslı birisi")
A RELIABLE SOURCE : English Turkish
n. güvenilir kaynak
A RIVEDERCI : English Turkish
Çok geçmeden görüşürüz!, Sonra görüşürüz!, Hoşçakal!, Elveda!
A ROLAND FOR AN OLIVER : English Turkish
ir Oliver için bir Roland, teslim alınan kişi için yapılan iyi mücadele
A ROUND TRIP TICKET, PLEASE : English Turkish
ir gidiş dönüş bilet lütfen,
A RUDE AWAKENING : English Turkish
n. neye uğradığını şaşırma, başından kaynar sular dökülme, gerçekle karşı karşıya gelme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani