Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ADSORBENT : English Turkish

n. emici madde

ADSORBENT : English Turkish

adj. emici

ADSORPTION : English Turkish

n. emme

ADSORPTIVE : English Turkish

adj. soğuran, bir katı maddenin yüzeyine gaz veya sıvı çekimiyle ilgili (Kimya)

ADSORPTIVELY : English Turkish

adv. soğurucu, (Kimya)emici bir şekilde (bir katı maddenin yüzeyine çekilebilen)

ADSORPTIVENESS : English Turkish

n. içine çekme, emme, soğurma, bir katı maddenin yüzeyine çekebilme (Kimya)

ADSUM : English Turkish

interj. burada (yoklama), mevcut (yoklama)

ADT : English Turkish

soyut veri türü, veri ve işlevlerini kapsayan yapı

ADULAM REGION : English Turkish

Adulam Bölgesi; Negev’in (İsrail) kuzeybatı bölümdeki yer

ADULATE : English Turkish

v. dalkavukluk etmek, pohpohlamak, yaltaklanmak

ADULATION : English Turkish

n. dalkavukluk, yaltaklanma, yaranmaya çalışma, pohpohlama

ADULATOR : English Turkish

n. dalkavuk, yalaka, yaranmaya çalışan kimse

ADULATORY : English Turkish

adj. dalkavuk, yaltakçı, yalaka, yaranmaya çalışan

ADULT : English Turkish

n. yetişkin, ergin kimse

ADULT : English Turkish

adj. yetişkin, ergin, reşit, büyümüş, erişkin

ADULT POPULATION : English Turkish

erişkin popülasyonu, bir toplumdaki daha yaşlı kişiler

ADULT SHOP : English Turkish

n. adult shop, erotik malzemenin satıldığı ticari kuruluş

ADULTERANT : English Turkish

n. karıştırılan madde

ADULTERATE : English Turkish

v. yabancı madde karıştırarak; bozmak, seyreltmek

ADULTERATED : English Turkish

adj. karışık

ADULTERATED MILK : English Turkish

katkılı süt, sulandırılmış olan süt, su veya başka sıvılarla karıştırılmış olan süt

ADULTERATION : English Turkish

n. karıştırma, seyreltme, hile

ADULTERATOR : English Turkish

n. sahtekar, yozlaştıran kişi veya şey, kalitesiz yapan kişi veya şey

ADULTERER : English Turkish

n. aldatan erkek (eşini), zina yapan erkek

ADULTERESS : English Turkish

n. aldatan kadın (eşini), zina yapan kadın