English Turkish
AN OUNCE OF PREVENTION IS WORTH A POUND OF CURE : English Turkish
irazcık tedbir tedaviden iyidir, birazcık önleyici bakım daha sonra gelecek olan onarımları önleyebilir; bir sorunla daha kötü olmadan önce ilgilen
AN OUTRAGE UPON DECENCY : English Turkish
n. ırza tecavüz, tecâvüz
AN OUTRAGE UPON JUSTICE : English Turkish
n. hak çiğneme, adaletsizlik
AN UNBROKEN CUSTOM : English Turkish
n. öteden beri süregelen gelenek
AN UNDERSTANDING WAS REACHED : English Turkish
uzlaşma sağlandı, anlaşma sağlandı, herkes aynı düşünceleri paylaştı
AN UNKIND CUT : English Turkish
n. dokunaklı söz
AN UNMITIGATED LIAR : English Turkish
n. tam bir yalancı
ANA : English Turkish
Amerikan Hemşireler Birliği, Amerikan tıbbi hemşireler derneği
ANA : English Turkish
n. ana, eşyalar koleksiyonu (özellikle belirli bölge veya kişi, vs. simgeleyen); antoloji, seçmeler; derlemenin bir kısmı, antolojiden bir bölüm
ANABAENA : English Turkish
n. anabaena, bir tür tatlı su yosunu
ANABAPTISM : English Turkish
n. anabatizm, vaftize karşı çıkan mezhep
ANABAPTIST : English Turkish
n. anabatist, vaftize karşı çıkan kimse
ANABASINE : English Turkish
n. anabasine, böcek ilacı
ANABASIS : English Turkish
n. bir ordunun ilerleyişi, uzun askeri yürüyüş, sefer; askeri ilerleme; riskli askeri ricat
ANABATIC : English Turkish
adj. anabatik, (Meteoroloji) sıcak havanın yukarıya doğru akımında oluşan (rüzgâr ile ilgili)
ANABATIC WIND : English Turkish
n. anabatik rüzgar, (Meteoroloji) havanın yukarıya doğru akımı nedeniyle oluşan rüzgâr, yamaç esintisi
ANABIOSIS : English Turkish
n. dirilme, hayata dönme, yeniden yaşama dönme
ANABIOTIC : English Turkish
adj. anabiyotik, dirilmeyle ilgili, canlandırma ile ilgili
ANABOLIC : English Turkish
adj. yapıcı metabolizma, yapıcı metabolizma süreci ile ilgili, basit cisimlerden bileşik cisim yapmak ile ilgili
ANABOLISM : English Turkish
n. anabolizma, özümleme olayları bütünü
ANABOLITE : English Turkish
n. anabolit, anabolik etkime ürünü (doku yapma süreci, basit cisimlerden bileşik cisimler geliştirilmesi)
ANABRANCH : English Turkish
n. ikincil nehir kolu, anastomotik çay (bir nehirde kollara ayrılan akıntı)
ANACHRONIC : English Turkish
adj. anakronik, kronolojiye uygun olmayan, kronolojik hayatla ilgili, kullanılmayan, modası geçmiş; zamanı uygun bir şekilde belirlenmemiş, doğru zaman dilimine göre belirlenmemiş (kişi, nesne veya olay hakkında)
ANACHRONISM : English Turkish
n. kronolojik hata, tarih hatası, anakronizm, tarihini karıştırma
ANACHRONISTIC : English Turkish
adj. kronolojik hatayla ilgili
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani