Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
APHRODISIACAL : English Turkish

adj. arzu verici, uyarıcı, şehvet duygusu uyandıran

APHRODITE : English Turkish

n. Afrodit [mit.], aşk tanrıçası [mit.]

APHTHA : English Turkish

n. pamukçuk

APHTHOID : English Turkish

adj. aphthoid, ağız ülseri ile ilgili; ağız ülserine benzeyen; pamukçuğa benzeyen

APHYLLOUS : English Turkish

adj. yapraksız, (Botanik) yapraksız, yaprakları olmayan

APHYLLY : English Turkish

n. yapraksız, yaprak yokluğu

API : English Turkish

"Application Program Interface (Uygulama Programı Arayüzü)"; (Bilgisayar) bir uygulama programının, işletim sistemiyle ve işletim sistemi tarafından tedarik edilen diğer servis sağlayıcılarıyla iletişimini olanaklı kılan arayüz (ayrıca bilgisayar programları arasında benzer kullanıcı arayüzleri yaratılmasına da yardımcı olur)

APIA : English Turkish

n. Batı Samoa’nın başkenti

APIAN : English Turkish

adj. arı ile ilgili, arıla ait veya ilgili

APIARIAN : English Turkish

adj. arıcılıkla ilgili, arılarla ilgili

APIARIST : English Turkish

n. arıcı, arıcılık yapan kimse

APIARY : English Turkish

n. arı kovanı, arı yetiştirilen yer

APICAL : English Turkish

adj. tepe, tepedeki; doruktaki, doruk

APICAL ABSCESS : English Turkish

n. apikal apse, (Diş Hekimliği) diş çürüğünün neden olduğu kökün ucunda meydana gelen diş apsesi

APICAL ANGLE : English Turkish

n. tepe açısı

AWAKING : English Turkish

n. uyanma, uyandırma, uykudan kalkma, uykudan kaldırma

AWALI : English Turkish

n. Awali Nehri, Lübnan’da Litani Nehri’nin kuzeyinde yer alan bir nehir; Bahreyn Emirliği’nde bir belediye

AWALI LINE : English Turkish

n. Awali şeridi; İsrail sınırına 50 kilometre kadar uzaklıkta bulunan Lübnan’da Awali Nehri’ndeki güvenli bölge hattı

AWALI RIVER : English Turkish

n. Awali Nehri; Lübnan’da Litani Nehri’nin kuzeyinde yer alan bir nehir

AWAPUHI KUAHIWI : English Turkish

n. yeraltında topuz şeklinde kökü bulunan ve kesildiğine zencefil gibi güzel bir baharatlı koku yayan ilaç özelliğinde Havai'ye özgü egzotik bir bitki

AWARD : English Turkish

n. ödül, mükâfat, tazminat, ödenek; karar, hüküm

AWARD : English Turkish

v. vermek (ödül); karar vermek, hükmetmek; ihale etmek

AWARD A DIPLOMA : English Turkish

diploma vermek, akademi bir derece vermek

AWARD A PRIZE : English Turkish

v. ödüllendirmek, ödül vermek

AWARDEE : English Turkish

n. kazanan, ödül alan, ödüllendirilen