Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AWARDER : English Turkish

n. ödül veren, ödüllendiren

AWARDING : English Turkish

n. ödül verme, ödüllendirme, bağışlama, bağış etme (ödül)

AWARDING MEDALS : English Turkish

madalyalar verme, belirli başarılar için ödül olarak madalyalar verme

AWARE : English Turkish

adj. farkında, farkında olan, haberdar, uyanık, tetikte

AWARE OF : English Turkish

-ın farkında,
den haberli,
den bilgisi var

AWARE OF A DANGER : English Turkish

tehlikenin farkında, riski bilir, riskten haberli, tehlikeden haberdar

AWARE OF THE FACT : English Turkish

gerçeğin farkında, işin aslını bilir, gerçeği bilir, gerçeğin bilincinde

AWARENESS : English Turkish

n. farkında olma, haberdar olma

AWARENESS WEEK : English Turkish

farkındalık haftası, halkı belirli bir konuda eğitmeye adanmış hafta (AIDS, ırkçılık vs gibi)

AWASH : English Turkish

adv. su seviyesi ile beraber

AWASH : English Turkish

adj. dalgalarla yıkanmış, suda yüzen

AWAY : English Turkish

n. deplasman maçı

AWAY : English Turkish

adv. uzakta, uzağa, uzak, durmadan, yok, bir yana, devamlı

AWAY : English Turkish

adj. deplasmanda, rakip sahada

AWAY FROM HOME : English Turkish

evden uzakta, evde değil, evden uzakta bir yerde

AWAY FROM KEYBOARD : English Turkish

Klavyeden Uzakta; bilgisayarımdan uzaktayım, hemen döneceğim, AFK (İnternet sohbet argosu)

AWAY GAME : English Turkish

n. deplasman maçı, deplasmanda oynanan maç, başka bir takımın sahasında yapılan maç

AWAY MATCH : English Turkish

deplasman maçı

AWAY ON LEAVE : English Turkish

adj. izinde

AWAY TEAM : English Turkish

deplasman takımı, deplasmanda oynayan takım, rakip takımın sahasında oynayan takım

AWAY WITH YOU : English Turkish

defol

AWAY WITH YOU! : English Turkish

hadi be oradan!, git buradan!, yok ya!, yürü be!

AWE : English Turkish

n. saygıyla karışık korku, korku, huşu, haşmet, ululuk

AWE : English Turkish

v. korku vermek, korkutmak

AWE INSPIRING : English Turkish

adj. korku veren, huşu uyandıran