Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AWK : English Turkish

"Aho Weinberger Kernighan"; metin dosyalarını işlemek için dizayn edilmiş ve UNIX işletim sistemini de içeren programlama dili (adı, üç yaratıcısının isimlerinin baş harflerinden oluşmaktadır)

AWKWARD : English Turkish

adj. sakar, beceriksiz, aksi; zorluk çıkaran, garip; kullanışsız, ters

AWKWARD AGE : English Turkish

zorluk yaşı, zor dönem, zor evre, zor çağ, zor bölüm, acemilik evresi, (örneğin ergenlik çağı)

AWKWARD SILENCE : English Turkish

uygunsuz sessizlik, kimsenin konuşmadığı ve herkesin huzursuz hissettiği sessizlik dönemi

AWKWARD SITUATION : English Turkish

utandırıcı durum, yüz kızartıcı durumu, acemice durum, bir kimseyi huzursuz hissettiren durum

AWKWARD SQUAD : English Turkish

acemi bölük, yeteneksiz birim, beceriksiz grup

AWKWARDLY : English Turkish

adv. beceriksizce, sakarca

AWKWARDNESS : English Turkish

n. beceriksizlik, aksilik, acemilik, terslik, kullanışsızlık, sakarlık

AWL : English Turkish

n. biz, tığ

AWN : English Turkish

n. kılçık, başak kılçığı

AWNED : English Turkish

adj. tüylü, tüyle kaplı (Botanik)

AWNER : English Turkish

n. köklerden dikenleri kesen makine

AWNING : English Turkish

n. tente, güneşlik

AWNING DECK : English Turkish

gezinti güvertesi, bir yolcu gemisinin en tepesinde bulunan korunmasız güverte (Denizcilik)

AWOL : English Turkish

"absent without leave (izinsiz ayrılma) "; izin almadan askerî görevleri terk etme

AWRY : English Turkish

adj. eğri, çarpık, yan, ters

AWRY : English Turkish

adv. eğri, yan, ters

AWT : English Turkish

"Abstract Windows Toolkit (Soyut Windows Araç Kiti)"; Java uygulamalarına tüm platformlarda yekpare bir görüntü veren Java program arayüzler seti (Bilgisayar)

AWTHTGTTA : English Turkish

"Are we going to have to go through this again? (Yine mi bunu yaşayacağız?)"; Bence Bu Kadarı Yeter (İnternet Argosu)

AWU : English Turkish

"atomic weight unit (atom ağırlığı birimi)", belli bir elementin atom ağırlığı birimi, karbon-12 atomunun 12'de 1'ine eşit olan birim

AX : English Turkish

n. balta; kısma, azaltma; kovma, işten kovma; enstrüman, çalgı

AX : English Turkish

v. kısmak, azaltmak; kovmak, sepetlemek

AXE : English Turkish

v. kısmak, azaltmak, kovmak, işten kovmak

AXE : English Turkish

n. balta; kısma, azaltma; işten kovma, kovma; enstrüman, çalgı

AXE TO GRIND : English Turkish

ifade edilecek yakınma, dile getirilecek şikâyet, açılacak dert, "a bone to pick (sıkıntı yaratan konu)"