Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CAN YOU REPAIR THIS WHILE I WAIT : English Turkish

en beklerken tamir edebilir misiniz

CAN YOU REPLACE THE BATTERY : English Turkish

pilini değiştirir misiniz

CAN YOU SEND A MECHANIC : English Turkish

tamirci yollar mısınız

CAN YOU SEND A TOW TRUCK : English Turkish

kurtarıcı yollar mısınız

CAN YOU SEND IT : English Turkish

gönderebilir misiniz

CAN YOU SEND IT TO THIS ADDRESS IN THE USA : English Turkish

unu amerika'daki bu adrese gönderir misiniz

CAN YOU SEW IT BACK ON : English Turkish

yeniden dikebilir misiniz

CAN YOU SEW THESE BUTTONS ON : English Turkish

u düğmeleri diker misiniz

CAN YOU SHORTEN THIS : English Turkish

unu kısaltabilir misiniz

CAN YOU SHOW ME WHERE I AM ON THE MAP : English Turkish

u haritada nerede olduğumu gösterir misiniz

CAN YOU SWIM : English Turkish

yüzebiliyor musunuz

CAN YOU TALK FOR ME : English Turkish

enim için konuşur musunuz

CAN YOU TRANSLATE IT INTO ENGLISH : English Turkish

unu İngilizce'ye çevirir misiniz

CAN YOU WAIT : English Turkish

ekleyebilir misiniz

CAN'T : English Turkish

v. edememek, yapamamak, gücü yetmemek

CAN'T BE BOTHERED : English Turkish

ilgili/alakalı olmamak, çaba sarfetmeye istekli olmamak

CAN'T BREATHE : English Turkish

nefes alamamak

CAN'T FIND THE WORDS : English Turkish

söyleyecek kelime bulamamak, ne diyeceğini bilmemek, kendini ifade edememek

CAN'T HELP IT : English Turkish

ona yardım edemem, bu benim kontrolümün ötesinde, başka bir yolla yapılamaz

CAN'T LIVE WITHOUT : English Turkish

-'suz yaşayamamak,
'sız varolamamak,
'a sahip olmak zorunda olmak,
'suz ölecek olmak

CAN'T LOOK HIM IN THE EYES : English Turkish

gözlerine bakamamak, o kadar utandım ki gözlerinin içine bakamam veya onunla yüz yüze gelemem

CAN'T SAY BO TO A GOOSE : English Turkish

karıncayı incitmez

CAN'T SEE THE FOREST FOR THE TREES : English Turkish

ağaca bakıp ormanı görememek, büyük resmi göremeyecek kadar detaylara odaklanmak

CAN'T SLEEP AT NIGHT : English Turkish

gece uyuyamamak, uyumakta güçlük çekmek, uykusuzluk hastalığından muzdarip olma, uykuya dalamamak

CAN'T STAND : English Turkish

dayanamamak, tahammül edememek, katlanamamak