English Turkish
CAN'T STAND HIM : English Turkish
ona dayanamamak, ona katlanamamak, ona tahammül edememek, onunla bir arada olmaya sabrı olmamak
CAN'T STOP THINKING ABOUT : English Turkish
düşünmeden edememek,
'a kafayı takmak, durmadan
'un hakkında düşünmek,
'a takmış durumda olmak
CAN'T TAKE A JOKE : English Turkish
adj. şakadan anlamaz
CAN'T TAKE HIS EYES OFF : English Turkish
gözlerini alamamak,
'u seyrediyor olmak, o kadar ilgisini çekti ki durmadan ona bakıyor
CAN'T TAKE IT ANYMORE : English Turkish
daha fazla dayanamamak, daha fazla katlanamamak
CAN'T WAIT : English Turkish
ekleyememek, beklemekten patlayacak durumda olmak, çok heyecanlı olmak, bir şeyi dört gözle bekliyor olmak
CANA : English Turkish
n. kuzey İsrail'de Nazaret yakınlarında antik bir köy (İsa peygamberin ilk mucizesini gösterdiği yer); bir soyadı
CANAAN : English Turkish
n. Akdeniz ile Ürdün Nehri arasında antik bir bölge; cennet, Vaat Edilmiş Topraklar (İncil)
CANAANITE : English Turkish
adj. Canaan'ın veya Canaan ile ilgili, Canaan'a özgü; Canaanlılar'ın veya Canaanlılarla ilgili, Canaanlılara özgü; Canaan dillerinin veya Canaan dilleriyle ilgili, Canaan dillerine özgü
CANAANITE : English Turkish
n. antik Canaan'da (vadedilmiş topraklar) yaşamış bir Sami halkının üyesi; antik Filistin ve Suriye'de konuşulan Semitik diller grubu
CANAD : English Turkish
Kanadalı'nın kısaltması
CANADA : English Turkish
n. Kanada
CANADIAN : English Turkish
n. Kanadalı
CANADIAN : English Turkish
adj. Kanada ile ilgili, Kanadalı
CANADIAN BACON : English Turkish
n. Kanada domuzu, domuzun bel bölgesinden alınan dilimlenmek üzere silindir şekilde paketlenen ve jambon tadında olan tütsülenmiş kemiksiz şerit
CANADIAN BROADCASTING CORPORATION : English Turkish
n. Kanada Yayın Kuruluşu, Kanada radyo ve TV yayın şirketi, CBC
CANADIAN CITIZEN : English Turkish
n. Kanada vatandaşı, Kanada ülkesi (Kuzey Amerika'da bir ülke) vatandaşı
CANADIAN ENGLISH : English Turkish
n. Kanada İngilizcesi, Kanada'da kullanılan ve Amerikan İngilizcesine benzeyen İngilizce
CANADIAN EXPEDITIONARY FORCE : English Turkish
n. Kanada Yurt Dışı Kuvvetleri, yurt dışında savaşmak üzere gönderilen Kanada silahlı güçleri (özellikle Birinci Dünya Savaşı sırasında), CEF
CANADIAN FRENCH : English Turkish
n. Kanada Fransızcası, Kanada'da (ağırlıklı olarak Quebec'te)konuşulan Fransızca
CANADIAN ROCKIES : English Turkish
n. Kanada Dağlığı, Rocky Dağları sırasının Kanada'daki bölümü
CANADIAN WILDLIFE FEDERATION : English Turkish
n. Kanada Vahşi Yaşam Federasyonu, Kanada'daki vahşi yaşamı korumak için çalışan kâr amacı gütmeyen bir kuruluş, CWF
CANADIANISM : English Turkish
n. Kanadalıcılık, genel olarak Kanada'da kullanılan bir kelime veya deyim
CANADIEN : English Turkish
n. Kanadalı, Kanadalı Fransız erkek
CANAILLE : English Turkish
n. ayaktakımı, aşağı tabaka
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani