Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AFFLUX : English Turkish

n. akış, akıntı, akın, kan hücumu, kan toplanması

AFFORCE : English Turkish

v. güçlendirmek, sağlamlaştırmak, desteklemek, kuvvetlendirmek

AFFORCEMENT : English Turkish

n. güçlendirme, takviye, destek

AFFORD : English Turkish

v. parası yetmek, gücü yetmek; bulabilmek; zaman ayırabilmek

AFFORD ASSISTANCE : English Turkish

v. yardım etmek

AFFORDABILITY : English Turkish

n. satın alabilirlik, finansal anlamda karşılanabilme niteliği

AFFORDABLE : English Turkish

adj. para yetirilebilir, satın alınabilir

AFFORDABLY : English Turkish

adv. finansal anlamda karşılanabilir bir şekilde, satın alınabilir bir şekilde

AFFOREST : English Turkish

v. ağaçlandırmak, ormanlaştırmak

AFFORESTATION : English Turkish

n. ağaçlandırma, ormanlaştırma

AFFRANCHISE : English Turkish

v. serbest bırakmak, salıvermek

AFFRANCHISEMENT : English Turkish

n. hak tanıma, serbest bırakma; azat; belirli haklar verme (özellikle oy verme hakkı); kurtarma, azat etme

AFFRAY : English Turkish

n. kavga, dövüş, dalaş, kavga kıyamet

AFFREIGHT : English Turkish

v. kiralamak (gemi)

AFFREIGHTER : English Turkish

n. donatan, kiralanmış kargo gemisi

AFFREIGHTMENT : English Turkish

n. kiralama (gemi)

AFFRICATE : English Turkish

n. yarı kapantılı ünsüz [dilb.]

AFFRICATIVE : English Turkish

adj. yarı kapantılı, yarı kapantılı ünsüz ile ilgili veya ait olan; yarı kapantılı olarak ifade edilmiş

AFFRIGHT : English Turkish

v. korkutmak

AFFRIGHT : English Turkish

n. korku

AFFRONT : English Turkish

n. hakaret

AFFRONT : English Turkish

v. hakaret etmek (herkesin içinde), küçük düşürmek, gücendirmek

AFFRONTER : English Turkish

n. hakaret eden kimse, küçük düşüren kimse, yüzüne hakaret etme

AFFRONTINGLY : English Turkish

adv. hakaret edici bir şekilde, saldırgan bir biçimde, aşağılayıcı bir şekilde, saygısızca

AFFT : English Turkish

afft, NASDAQ simgesi