English Turkish
AFRO HAIRDO : English Turkish
n. uzun ve kıvırcık saç modeli
AFRO-AMERICAN : English Turkish
n. Afro-Amerikan; Afrika kökenli Amerikalı, Amerikalı Siyah
AFRO-AMERICAN : English Turkish
adj. Afro-Amerikan; Afrika kökenli Amerikalıyla ilgili, Afrika kökenli Amerikalıya ait, Afrika kökenli Amerikalının
AFRO-ASIAN : English Turkish
adj. Afro-Asyalı; Afrika ve Asya uluslarının veya halklarının ya da bunlarla ilgili
AFRO-ASIAN : English Turkish
n. Afro-Asyalı; Afrika kökenli Asyalı
AFRO-ASIATIC : English Turkish
n. Afro-Asyatik; güneybatı Asya ve Afrika’da konuşulan dil ailesi; Sami, Çadik, Kuşitik, Berberî, Omotik ve Mısır dillerinden oluşmuş dil grubu
AFRO-ASIATIC : English Turkish
adj. Afro-Asyatik; güneybatı Asya ve Afrika’da konuşulan dil ailesiyle ilgili; Sami, Çadik, Cushitik, Berberi, Omotik ve Mısır dillerinden oluşmuş
AFRO-CARIBBEAN : English Turkish
adj. Afro-Karayiplilerin veya kültürlerinin ya da tarihlerinin; Afro-Karayiplilerle veya kültürleriyle ya da tarihleriyle ilgili
AFRO-CARIBBEAN : English Turkish
n. Afro-Karayipli; Afrika kökenli Karayipli
AFRO-CUBAN : English Turkish
n. Afro-Kübalı; Afrika kökenli Kübalı
AFRO-CUBAN : English Turkish
adj. Afro-Kübalıların veya kültürlerinin ya da tarihlerinin; Afro-Kübalılarla veya kültürleriyle ya da tarihleriyle ilgili
AFROCENTRIC : English Turkish
adj. Afro-merkezli; Afrika kültürüne dayanan; Afrika kültüründen gelen; Afrika kültüründen doğmuş
AFROCENTRISM : English Turkish
n. Afrika kültürüne yoğunlaşma uygulaması
AFROCENTRISTIC : English Turkish
adj. Afro-merkezli; Afrika kültürüne dayanan; Afrika kültüründen gelen; Afrika kültüründen doğmuş
AFRORMOSIA : English Turkish
n. afrormosia, tik ağcına benzeyen kerestesi olan Afrika’ya özgü ağaç; doğrama işi ve mobilya endüstrisinde kullanılan afrormosia ağcının kerestesi
AFT : English Turkish
"American Federation of Teachers (Amerikan Öğretmenler Federasyonu)"; eğitim, sağlık hizmetleri ve kamu hizmetleri alanlarında çalışanların sendikası (1916 yılında kurulmuştur)
AFT : English Turkish
adv. arka tarafta (gemi), arkaya doğru (gemi), kıçta (gemi)
AFT CANOPY : English Turkish
kıçta gölgeliği, arka taraf kanopisi
AFTER : English Turkish
adv. sonra, daha sonra, ardından, arkasından
AFTER : English Turkish
prep. sonra, arkasından, den sonra, izleyen, ardından, peşinden; göre
AFTER : English Turkish
conj. dikten sonra
AFTER : English Turkish
adj. sonraki, izleyen, sonra gelen
AFTER A FASHION : English Turkish
yarım yamalak, şöyle böyle
AFTER A SHORT SPACE : English Turkish
kısa zamanda, kısa bir süre sonra, biraz sonra
AFTER ALL : English Turkish
nihayet, sonunda, en sonunda, yine de, buna karşın
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani