Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
8VO : English Turkish

"octavo (sekiz yapraklı) ", 6x9 inç (15,24x22,86 cm) ebatlarındaki kitap; 6x9 inç kitap

9 TO 5 : English Turkish

n. dokuzdan-beşe, sabah 9’dan akşam 5’e kadar çalışılan iş

9/11 : English Turkish

n. 11 Eylül, 11 Eylül saldırıları, 11 Eylül
2001 yılında, kaçırılmış olan iki ticari uçağın İkiz Kuleler’e kasten çarptırılıp kuleleri yok etmesiyle, Müslüman teröristlerin, Birleşik Devletler’e karşı gerçekleştirdikleri yıkıcı bir terör saldırısı gerçekleştirdikleri gün (yaklaşık 3 bin kişi hayatını kaybetti), başka bir uçak ise yine planlı bir şekilde Pentagon’a çarptırıldı (burada ise, Pentagon’da çalışan 189 kişi hayatını kaybetti)

911 : English Turkish

n. genelde Kuzey Amerika’da (Kanada ve ABD) acil durumlar için aranan telefon numarası

? : English Turkish

n. Euro, Euro işareti, Euro para birimi işareti, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ortak para birimi olarak 1999 yılında piyasaya sürülen para birimi (the European Currency Unit {Avrupa Para Birimi} olarak da bilinir)

@ : English Turkish

n. "-de,
da" belirtmek için kullanılan "-de işareti" sembolü (özellikle e-posta adreslerinde; ayrıca "strudel (turta)", "ticari
de" ve başka isimlerle de bilinir)

A : English Turkish

n. lâ [müz.], pek iyi

A 1 : English Turkish

adj. savaşta kullanılabilir

A BAD HAT : English Turkish

ahlaksız tip, yavşak

A BAD LOT : English Turkish

uyumsuzlar grubu; kötü ve ahlaksız kimse (Argo)

A BAD TURN : English Turkish

n. kötü muamele

A BAD WOMAN : English Turkish

n. kötü kadın

A BAD WORD : English Turkish

n. küfür

A BAG OF BONES : English Turkish

kemik torbası, sıska veya bir deri bir kemik kimse (kemik torbası)

A BALL OF WOOL : English Turkish

n. yün yumağı

A BANDITTI : English Turkish

n. soyguncu çetesi

A BARE LIVING : English Turkish

n. kıt kanaat geçinme

A BEWITCHING BEAUTY : English Turkish

n. afet

A BIG GUN : English Turkish

n. kodaman, önemli kimse

A BIG WHEEL : English Turkish

n. kodaman, nüfuzlu kimse

A BIRD IN THE HAND IS WORTH TWO IN THE BUSH : English Turkish

eldeldeki bir kuş çalıdaki iki kuştan değerlidir, elindekilerle yetinerek devam etmek asla sahip olamayabileceğin daha güzel şeyleri bekleyerek zaman kaybetmekten iyidir (eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir)

A BIT : English Turkish

ir parça

A BIT OF : English Turkish

ir zerre, çok küçük bir parça, bir kaç

A BIT OF A : English Turkish

adv. oldukça

A BIT OF A FOOL : English Turkish

adj. çok aptal