English Turkish
HYDROCOTYLE : English Turkish
n. hidrokotil, su ebegümeci, güney Birleşik Devletler kökenli ve güney Afrika ve Hindistan'da yetişen sürüngen bir bitki türü (Botanik)
HYDROCYANIC : English Turkish
adj. hidrodiyanik, hidrosiyanik asit ile ilgili (Kimya)
HYDRODYNAMIC : English Turkish
adj. hidrodinamik, (Fizik) hidrodinamik (sıvıların hareketiyle oluşan kuvveti inceleyen bilim) ile ilgili
HYDRODYNAMICALLY : English Turkish
adv. hidrodinamik bir şekilde, sıvıların hareketiyle oluşan kuvvet ile
HYDRODYNAMICS : English Turkish
n. hidrodinamik
HYDROELECTRIC : English Turkish
adj. hidroelektrik
HYDROELECTRIC ENERGY : English Turkish
hidroelektrik enerji, suyun bir türbine onun da bir jeneratör veya dinamoya kuvvet vermesiyle sağlanan enerji
HYDROELECTRIC STATION : English Turkish
hidroelektrik istasyon, su gücünün enerjiye dönüştürüldüğü enerji santrali
HYDROELECTRICALLY : English Turkish
adv. hidroelektrik bir şekilde, hareket eden su gücünün enerjiye dönüştürülmesi şeklinde
HYDROELECTRICITY : English Turkish
n. hidroelektrik, hareket eden su gücüyle enerji üretilmesi
HYDROFLUORIC : English Turkish
adj. hidroflorik, hidroflorik aside ait, hidroflorik asitten elde edilmiş (Kimya)
HYDROFLUOROCARBON : English Turkish
n. hidroflorokarbon, (Ekoloji) ozon tüketen gazlar yerine kullanılmış olan bir gaz (daha sonradan küresel ısınma nedenlerinden biri olduğu anlaşıldı), HFC
HYDROFOIL : English Turkish
n. hidrofoil, su kanatçısı, hızını arttırmak amacıyla tekneyi su yüzeyinden yükseltmek üzere tasarlanmış kayığa ilişik olan yapı; böyle bir yapı ile donatılmış kayık
HYDROGEN : English Turkish
n. hidrojen
HYDROGEN BOMB : English Turkish
hidrojen bombası
HYDROGEN PEROXIDE : English Turkish
hidrojen peroksit, oksijenli su
HYDROGEN SULFIDE : English Turkish
hidrojen sülfür, kükürtlü hidrojen, yanıcı ve zehirli bir renksiz gaz türü
HYDROGENATE : English Turkish
v. hidrojenlemek, hidrojenle birleştirmek (Kimya)
HYDROGENATION : English Turkish
n. hidrojenleme, hidrojenle birleştirme, hidrojenle muamele etme (Kimya)
HYDROGENOUS : English Turkish
adj. hidrojenli
HYDROGEOLOGY : English Turkish
n. hidrojeoloji, yeryüzü sularıyla ilgilenen bilim dalı, yeryüzü suları bilimi; yeryüzü suları jeolojisi
HYDROGRAPHER : English Turkish
n. hidrograf, hidrografya (su bilgisi) uzmanı, su kütlelerinin (okyanuslar denizler nehirler vs) haritasını çıkaran kimse
HYDROGRAPHIC : English Turkish
adj. hidrografik, hidrografya (su bilgisi) ile ilgili, su kütlelerinin (okyanuslar denizler nehirler vs) haritasının çıkarılması ile ilgili
HYDROGRAPHY : English Turkish
n. hidrografi, yeraltı ve yerüstü suları haritası çıkarma
HYDROID : English Turkish
adj. hidroid, eşeysiz bir hidrozoa polip özelliği ile ilgili (Zooloji)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani