Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ABOUND IN : English Turkish

ol olmak,
ile dolu olmak

ABOUND IN COURAGE : English Turkish

cesaret dolu

ABOUND WITH : English Turkish

taşma, dolu olma

ABOUNDING : English Turkish

adj. bol, çok, dolu

ABOUNDING IN MISTAKES : English Turkish

ir sürü hata içeren, yanlışlarla dolu

ABOUT : English Turkish

adv. etrafına, aksi yöne, takriben, yaklaşık, hemen hemen, aşağı yukarı

ABOUT : English Turkish

prep. hakkında, etrafında, dair, konusunda, orada burada, üstünde, ilgili

ABOUT A MONTH : English Turkish

adv. bir ay içerisinde; yaklaşık bir ay

ABOUT FACE : English Turkish

geriye dönüş, yüz seksen derece dönme

ABOUT FACE! : English Turkish

geriye dön!, hizaya gel! (askerlerin sıraya girmesi için komut)

ABOUT SHIP : English Turkish

gemiyi yola çıkmaya hazır hale getirme, bir geminin yönünü değiştirme (komut)

ABOUT SLEDGE : English Turkish

n. demirciler tarafından kullanılan en büyük çekiç

ABOUT THIS AND THAT : English Turkish

özel bir konu hakkında değil, şundan bundan

ABOUT TO : English Turkish

prep. üzere, mek üzere

ABOUT TO DIE : English Turkish

adj. ölmek üzere

ABOUT TO EXPLODE : English Turkish

çok kısa bir süre içerisinde patlayacak şekilde ayarlanmış

ABOUT TO HAPPEN : English Turkish

adj. eli kulağında

ABOUT TURN : English Turkish

geriye dönüş, yüz seksen derece dönme

ABOUT TURN! : English Turkish

geriye dön!, hizaya gel! (askerlerin sıraya girmesi için komut)

ABOUT-FACE : English Turkish

orijinal pozisyonundan tam ters yöne yüzünü döndürme hareketi (Askeri); pozisyon veya tutumda 180 derecelik değişiklik

ABOVE : English Turkish

adj. yukarıdaki, sözü geçen

ABOVE : English Turkish

adv. yukarıda, cennette, daha çok, önce

ABOVE : English Turkish

prep. üstünde, üzerinde, üzerine, yüksek, üstün, öte

ABOVE : English Turkish

n. yukarıda olan şey

ABOVE ALL : English Turkish

herşeyden fazla, özellikle, bilhassa