English Turkish
ABSOLUTE CONSTRUCTION : English Turkish
(Gramer) bir isim ve bazı tanımlayıcılardan oluşan isim tamlaması (genellikle bir ortaç)
ABSOLUTE CONTROL : English Turkish
mutlak kontrol, tam kontrol, en yüksek otorite
ABSOLUTE COST ADVANTAGE : English Turkish
n. mutlak fiyat avantajı, bir şirketin diğerlerine karşı ortalama maliyetleri düşürmek suretiyle elde ettiği rekabet avantajı (such as: ucuz girdi, ucuz hammadde kaynağı, atıkların minimizasyonu gibi)
ABSOLUTE DISCRETION : English Turkish
n. mutlak takdir hakkı, ihtiyat
ABSOLUTE FACT : English Turkish
n. salt gerçek
ABSOLUTE HUMIDITY : English Turkish
mutlak nem, havanın abzorbe edebileceği maksimum su buharı miktarı
ABSOLUTE INSOLVENCY : English Turkish
mutlak iflas, borçlarını ödemek için herhangi bir imkanının bulunmaması durumu
ABSOLUTE JUSTICE : English Turkish
mutlak adalet, tam adalet, nihai yargı
ABSOLUTE MAJORITY : English Turkish
salt çoğunluk
ABSOLUTE MONARCHY : English Turkish
mutlak monarşi, bir millet üzerinde mutlak bir güce sahip bir kral tarafından idare edilme
ABSOLUTE NONSENSE : English Turkish
n. saçmalığın dik âlâsı
ABSOLUTE ORDER : English Turkish
mutlak emir, son mahkeme kararı, nihai mahkeme kararı
ABSOLUTE OWNERSHIP : English Turkish
mutlak sahiplik, ayrıcalıklı satınalma hakları, tam kontrol
ABSOLUTE PITCH : English Turkish
ir sesi mükemmel olarak söyleme ve duyma yeteneği, mükemmel işitme
ABSOLUTE PRIORITY RULE : English Turkish
mutlak mülkiyet kuralı, şirketin tasfiyesi esnasında alacaklıların taleplerinin şirketin hissedarlarının taleplerinden daha ağır basması prensibi (Ekonomi)
ABSOLUTE QUARANTINE : English Turkish
n. karantina, tecrit
ABSOLUTE RIGHT : English Turkish
mutlak hak, sabote edilemez veya zarar verilemez öncelik veya hak
ABSOLUTE TEMPERATURE : English Turkish
mutlak sıcaklık, farazi olarak mümkün olabilecek en düşük sıcaklığın sıfır olarak işaretlendiği bir skala kullanılarak ölçülen sıcaklık (Termodinamik)
ABSOLUTE TERM : English Turkish
mutlak terim, baskıdan bağımsız bileşen (Matematik)
ABSOLUTE THRESHOLD : English Turkish
n. mutlak eşik, (Psikoloji) kişi tarafından algılanabilecek en düşük uyarıcı seviyesi, bir uyarıcının bir etki yaratabilmesi için gereken en düşük miktarı
ABSOLUTE TITLE : English Turkish
eşsiz hak, tam imtiyaz (Hukuk)
ABSOLUTE TRUST : English Turkish
mutlak güven, tam ve sarsılmaz güven
ABSOLUTE TRUTH : English Turkish
mutlak gerçek, tam ve bütün gerçek, inanılanlar göz önüne alınmadan gerçek olan şey (mutlak gerçek)
ABSOLUTE URL : English Turkish
n. kişiyi bir İnternet sitesindeki doğru adres rehberine veya gerçek dosyaya götüren tam internet adresi
ABSOLUTE VALUE : English Turkish
mutlak değer, bir sayının değerinin pozitif olarak ifadesi (ör.
23'ün mutlak değeri 23'tür)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani