Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ABSOLUTE VOIDNESS : English Turkish

mutlak hükümsüzlük, bir eylem için belirlenmiş zaman dilimini yasal olarak iptal etme

ABSOLUTE ZERO : English Turkish

mutlâk sıfır noktası ( 273 c)

ABSOLUTELY : English Turkish

adv. kesinlikle, muhakkak, elbette, mutlâka, tamamen

ABSOLUTELY CLEAR : English Turkish

adj. tamamen açık; tam manasıyla anlaşıldı

ABSOLUTELY EVERYTHING : English Turkish

hayal edilebilen herşey

ABSOLUTELY NECESSARY : English Turkish

adj. kaçınılmaz, kesinlikle gerekli,hayati derecede önemli, onsuz yapılamaz

ABSOLUTELY NORMAL : English Turkish

tamamen normal, gayet iyi, her zamanki gibi

ABSOLUTELY NOT : English Turkish

adv. katiyen

ABSOLUTELY STRAIGHT : English Turkish

adj. dümdüz

ABSOLUTELY TRUE : English Turkish

kesinlikle doğru, gerçek ve doğru, gerçek ve kararlı

ABSOLUTENESS : English Turkish

n. mutlakiyet kalitesi; sınırsızlık kalitesi; kısıtsız; mükemmeliyet; tamlık, bütünlük

ABSOLUTION : English Turkish

n. günahların bağışlanması, suçun bağışlanması

ABSOLUTISATION : English Turkish

n. mutlak yapma eylemi; mükemmel ilan; mutlak şekle dönüştürme eylemi (ayrıca absolutization)

ABSOLUTISE : English Turkish

v. mutlaklaştırmak; mükemmel şekilde beyan etme; mutlak şekle dönüştürmek (ayrıca absolutize)

ABSOLUTISM : English Turkish

n. mutlâkiyet, saltçılık

ABSOLUTIST : English Turkish

n. mutlâkiyetçi

ABSOLUTISTIC : English Turkish

adj. mutlakiyetçiler veya mutlakiyete ait

ABSOLUTIZATION : English Turkish

n. mutlak yapma eylemi; mükemmel ilan; mutlak şekle dönüştürme eylemi (ayrıca absolutisation)

ABSOLUTIZE : English Turkish

v. mutlaklaştırmak; mükemmel şekilde beyan etme; mutlak şekle dönüştürmek (ayrıca absolutise)

ABSOLVABLE : English Turkish

adj. affedilebilir, bağışlanabilir; beraat etmeye layık

ABSOLVE : English Turkish

v. temize çıkarmak, aklamak, affetmek, bağışlamak; kurtarmak

ABSOLVENT : English Turkish

adj. günah çıkartan, hataları bağoşlamak için hizmet eden, günahtan arındıran

ABSOLVER : English Turkish

n. beraat ettiren; bağışlayan, hatayı bağışlayan; birini bir görev veya sorumluluktan azad eden kimse

ABSONANT : English Turkish

adj. akla uygun olmayan

ABSORB : English Turkish

v. kavramak, anlamak; emmek, özümsemek, çekmek, yutmak; devralmak