Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
MUSLIM JUDGE : English Turkish

n. kadı

MUSLIM QUARTER : English Turkish

Müslüman bölgesi, yaşayanların çoğunluğunun Müslüman olduğu bölge, antik Kudüs'te bir bölge

MUSLIM UMMAH : English Turkish

n. Müslüman ümmet, Moritanya'dan Pakistan'a Müslüman halklar,Moritanya'dan Pakistan'a Müslüman toplumu

MUSLIN : English Turkish

n. muslin (kumaş)

MUSLIN DRESS : English Turkish

muslin kumaştan dikilmiş olan lüks elbise

MUSO : English Turkish

n. müziğe karşı meyilli olan kimse

MUSQUASH : English Turkish

n. misk sıçanı

MUSS : English Turkish

n. kargaşa, karışıklık, düzensizlik

MUSS : English Turkish

v. buruşturmak, karıştırmak, bozmak

MUSSEL : English Turkish

n. midye

MUSSELCRACKER : English Turkish

n. midye kabuklarını kırmak için kullanılan alet

MUSSILY : English Turkish

adv. karışık bir şekilde, düzensiz bir şekilde, darmadağın bir halde, dağınık bir şekilde (Resmi olmayan)

MUSSINESS : English Turkish

n. karışıklık, düzensizlik, dağınıklık, pasaklı olma durumu; kafası karışmış olma durumu (Resmi olmayan)

MUSSITATION : English Turkish

n. musitasyon, dudak hareketi (ses çıkarmadan); homurdanma, mırıldanma

MUSSOLINI : English Turkish

n. Benito Mussolini (
1945), İtalyan faşist lider, İtalya başbakanı (
1943)

MUSSORGSKY : English Turkish

n. bir soyadı; Modest Petrovich Mussorgsky (
1881), Rus müzikal besteci (başlıca operaları "Boris Godunov" ve "Khovanshchina" ve müzikal eseri "Pictures from an Exhibition" (Sergi'den Resimler) ile tanınan)

MUSSULMAN : English Turkish

adj. müslüman

MUSSULMAN : English Turkish

n. müslüman

MUSSY : English Turkish

adj. karmakarışık, karman çorman, buruş buruş

MUST : English Turkish

n. malı

MUST : English Turkish

v. meli

MUST : English Turkish

adj. kızmış (fil)

MUST CONFESS : English Turkish

itiraf etmek gerekir, kabul etmek gerekir

MUST DASH : English Turkish

fırlaması gerekir, hızlı bir şekilde ayrılması gerekir, acele dışarı çıkması gerekir (Resmi olmayan)

MUST DIE : English Turkish

ölmesi gerekir, ölmeyi hak ediyor, idam edilmesi gerekir