Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
MUST I PAY TO PARK HERE : English Turkish

park ücreti ödemem gerekiyor mu

MUST NOT : English Turkish

-mamalı,
yapılmasının yasak olması

MUST'VE : English Turkish

v.
olması gerekli,
malı, olmalı; olası veya muhtemel olmak

MUST-SEE : English Turkish

mutlaka görülmesi gereken, son derece tavsiye edilen film, herkesin görmesi gereken film

MUSTACHE : English Turkish

n. bıyık

MUSTACHED : English Turkish

adj. bıyıklı, üst dudağında kılları olan, bıyığı olan

MUSTACHIO : English Turkish

n. bıyık (İtalyanca)

MUSTACHIOED : English Turkish

adj. bıyıklı, bıyığı olan

MUSTAFA : English Turkish

n. Mustafa, bir erkek ismi (Arapça, Türkçe)

MUSTAFA KEMAL ATATURK : English Turkish

n. Mustafa kemal Atatürk, (
1938) modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk devlet başkanı

MUSTANG : English Turkish

n. yabani at

MUSTARD : English Turkish

n. hardal, hardal bitkisi

MUSTARD GAS : English Turkish

iperit

MUSTARD PLASTER : English Turkish

hardal yakısı

MUSTARD SEED : English Turkish

n. hardal tohumu, küçücük ama çok etkili şey

MUSTELID : English Turkish

n. sansar, etçil yarık ayaklı memeli türü

MUSTER : English Turkish

n. toplanma, yoklama için toplanma, toplam

MUSTER : English Turkish

v. toplamak, toplanmak

MUSTER IN : English Turkish

askere kaydetmek

MUSTER MIGHT : English Turkish

güç toplama, kuvvet kazanma, toparlanma

MUSTER OUT : English Turkish

terhis etmek

MUSTER ROLL : English Turkish

asker yoklama defteri

MUSTER UP : English Turkish

toplamak, toparlanmak, kendi içinde toplamak (örn.: cesaret)

MUSTERED THE COURAGE : English Turkish

cesaretini topladı, korktuğunu belli etmedi

MUSTERER : English Turkish

n. çiftlik hayvanları otlatan kimse