Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NABOB : English Turkish

n. hindistan'da zengin avrupalı, hint prensi

NABOTH : English Turkish

n. Naboth the Jezreelite, üzüm bağını Kral Ahab'a satmayı reddettiği için öldürülen adam (İncil'den)

NACELLE : English Turkish

n. motor yeri (uçak)

NACHO : English Turkish

n. eritilmiş peynir ve kırmızıbiberle kaplı tortilla cips

NACRE : English Turkish

n. sedef

NACREOUS : English Turkish

adj. sedefli

NACROUS : English Turkish

adj. sedefle ilgili, incilerle ilgili; inci gibi; parlak, ışık saçan

NAD : English Turkish

n. (Argo) gonad, eşeysel bez, üreme hücreleri ve seks hormonları üreten seks bezi (özellikle, testis)

NADA : English Turkish

n. (İspanyolca) hiçbir şey

NADER : English Turkish

n. Ralph Nader (1934 doğumlu), 2000 yılı başkanlık kampanyasında Yeşiller Partisi'ni başkan adayı olarak temsil eden Amerikalı avukat ve tüketici hakları hukukçusu

NADIA : English Turkish

n. bir bayan ismi

NADIA COMANECI : English Turkish

(1961 doğumlu) Rumen jimnastikçi ve 1976 ve 1980 Olimpiyat madalyaları sahibi (Montreal'deki 1976 Olimpiyat Oyunları'nda Olimpik Jimnastikte ödül kazanmak için mükemmel puan olan 10 tam puanı kazanan ilk jimnastikçi)

NADIR : English Turkish

n. ayak ucu [ast.], en aşağı nokta

NAEVUS : English Turkish

n. doğum lekesi, doğum izi, ben, nevus (Tıp)

NAFF : English Turkish

v. (British) aylak aylak dolaşmak

NAFF : English Turkish

adj. (İngiliz Argosu) modası geçmiş, demode, zevksiz, modaya uygun olmayan; değersiz, yararsız

NAFF : English Turkish

n. perçemleri olan deniz kuşu türü

NAFF OFF : English Turkish

interj. (İngiliz Argosu) defol!, çek git!

NAFSO AFFAIR : English Turkish

Nafso olayı, hernekadar masum olsa da Circassian subayı Nasu'nun 18 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı dava (İsrail Gizli Servisi tarafından kanunun çarpıtılmasından dolayı
1980)

NAFTA : English Turkish

Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Antlaşması, 1 Ocak 1994 tarihinde yürürlüğe giren ve üç ülke arasındaki ticari engelleri azaltan veya kaldıran Kanada Meksika ve ABD arasında yapılan anlaşma

NAFTALI : English Turkish

n. Hz. Yakup'un altıncı oğlu; İsrail'in oniki kabilesinden biri (İncil'den); bir erkek ismi (ayrıca Naphtali)

NAFTALI HERTZ IMBER : English Turkish

İbrani şairi, İsrail Devleti'nin milli marşı "Ha Tikva" nın bestecisi

NAG : English Turkish

v. dırdır etmek, başının etini yemek, kusur bulup durmak

NAG : English Turkish

n. ufak at, ihtiyar at, dırdırcı tip

NAG TO DEATH : English Turkish

ahatsız etmek, sürekli canını sıkmak, çok fazla musallat olmak