Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NAMEABLE : English Turkish

adj. isim verilebilir, tanımlanabilir; isimlendirilebilir; açıkça tartışılabilir, bahsedilebilir

NAMED : English Turkish

adj. denilen, adlı

NAMED AFTER : English Turkish

adını vermiş, bir kişi veya şey şerefine isim verilmiş, bir kişinin veya şeyin adını almış

NAMEDROP : English Turkish

v. diğerlerini etkilemek ve daha önemli görünmek için önemli veya ünlü kişilerden yakın arkadaşlarıymış gibi bahsetmek

NAMEDROPPER : English Turkish

n. diğerlerini etkilemek ve daha önemli görünmek için önemli veya ünlü kişilerden yakın arkadaşlarıymış gibi bahseden kimse

NAMELESS : English Turkish

adj. isimsiz, adsız, meçhul, anlatılamaz

NAMELESSLY : English Turkish

adj. isimsiz bir şekilde, anonim olarak, sahibi belli olmadan; tanınmadan; şöhretsiz

NAMELESSNESS : English Turkish

n. isimsizlik, adsız olma durumu; isme sahip olmama durumu; anonim olma durumu; ifade edilemez olma durumu

NAMELY : English Turkish

adv. yani, şöyle ki

NAMEPLATE : English Turkish

n. tabela, isim levhası

NAMER : English Turkish

n. isimlendiren kimse, isim veren kimse, tanımlayan kimse

NAMESAKE : English Turkish

n. adaş

NAMESAKE FACTION : English Turkish

kendi liderinin adını taşıyan grup

NAMETAPE : English Turkish

n. üzerinde kişinin adı yazan küçük kumaş şeridi

NAMFREL : English Turkish

n. Özgür Seçimler Ulusal Hareketi, Filipinler'de siyasi hareket

NAMIB : English Turkish

n. Namibya Çölü, Afrika'nın güneybatısında Namibya kıyıları boyunca uzanan çöl

NAMIB DESERT : English Turkish

n. Namibya çölü, Namibya, Afrika'nın güneybatısında Namibya kıyıları boyunca uzanan çöl

NAMIBIA : English Turkish

n. Namibya, Afrika'nın güneybatısında bir ülke

NAMIBIAN : English Turkish

n. Namibyalı

NAMIBIAN : English Turkish

adj. Namibya Namibya kültürü yada Namibya halkı ile alakalı

NAMING : English Turkish

n. isimlendirme, adlandırma; atama, aday gösterme, tayin

NAN : English Turkish

n. Hindistan’a özgü mayalı düz yuvarlak ekmek; (İngiliz Argosu) büyükanne

NANA : English Turkish

n. nine

NANBAN PERIOD : English Turkish

n. Nanban dönemi, ilk Avrupalılar'ın Japonya'ya vardığı 1542 yılında başlayan ve neredeyse tüm Avrupalılar'ın bu takım adalardan kovulduğu 1650'de biten Japon tarihinde bir çağ

NANCE : English Turkish

n. Nebraska'da (ABD) bir ilçe