Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NATURAL RIGHTS OF MAN : English Turkish

n. bir insanın doğal hakları, hiçbir devletin itiraz edemeyeceği temel birey hakları

NATURAL SCIENCE : English Turkish

n. doğa bilimi, doğayı ve fiziki dünyayı inceleyen bilim

NATURAL SCIENCES : English Turkish

n. doğa bilimleri, müspet bilimler, gözle görünür doğal fenomenlerle ilgili olan bilim (biyoloji, fizik, kimya, vs.)

NATURAL SCIENTIST : English Turkish

n. doğa bilimci, doğacı, hayvanları ve bitkileri inceleyen kimse; doğa bilimi uzmanı

NATURAL SELECTION : English Turkish

doğal ayıklanma, seleksiyon

NATURAL SOAP : English Turkish

n. doğal sabun, kimyasal veya yapay öğeler içermeyen doğal malzemelerden yapılmış sabun

NATURAL SON : English Turkish

gayrimeşru oğul

NATURAL SWEETENER : English Turkish

doğal tatlandırıcı, yapay olmayan tatlandırıcı

NATURAL TALENT : English Turkish

doğal yetenek, doğal beceri, doğuştan olan kabiliyet, Allah vergisi olan yetenek

NATURAL TENDENCY : English Turkish

doğal eğilim, doğuştan olan yetenek, doğuştan olan eğilim

NATURAL VINEGAR : English Turkish

doğal sirke, doğal olarak yapılmış olan sirke

NATURAL VOICE : English Turkish

doğal ses, yapay olarak değiştirilmemiş olan ses

NATURAL WONDERS : English Turkish

doğa mucizeleri, olağanüstü güzelliklerin doğal yapısı

NATURALIS HISTORIA : English Turkish

n. (Latince) Doğal Tarih, Yaşlı Pliny (Pliny the Elder) tarafından yazılan ansiklopedi

NATURALISATION : English Turkish

n. yurttaşlığa kabul etme, vatandaşlık hakları verme, vatandaş olma süreci; ortama alışma süreci (ayrıca naturalization)

NATURALISE : English Turkish

v. vatandaşlığa kabul etmek, vatandaşlık vermek; vatandaş olmak; vatandaş yapmak; ortama alışmak, uydurmak; iklime alışmak, havaya alışmak; (Botanik) bir bitkiyi oraya özgüymüş gibi yetiştirip büyütmek (ayrıca naturalize)

NATURALISED : English Turkish

adj. tabiiyeti değiştirilmiş, oraya özgüymüş gibi görünmesi amacıyla ekilmiş olan; (hayvanlar hakkında) kendine özgü olmayan bir yerde oraya özgüymüş ve orada ortaya çıkmış gibi vahşi hayat sürmesi için yerleştirilmiş olan (ayrıca naturalized)

NATURALISM : English Turkish

n. doğacılık

NATURALIST : English Turkish

n. doğacı, natüralist

NATURALISTIC : English Turkish

adj. natüralist, doğa yöntemlerini örnek alan, doğal çevreyi örnek alan; doğa tarihine ilişkin olan; doğalcılığa ait veya ilgili olan

NATURALIZATION : English Turkish

n. yurttaşlığa kabul, vatandaş olma

NATURALIZE : English Turkish

v. vatandaşlık vermek, yabancı kelimeleri kullanmak

NATURALIZED : English Turkish

adj. tabiiyeti değiştirilmiş, oraya özgüymüş gibi görünmesi amacıyla ekilmiş olan; (hayvanlar hakkında) kendine özgü olmayan bir yerde oraya özgüymüş ve orada ortaya çıkmış gibi vahşi hayat sürmesi için yerleştirilmiş olan (ayrıca naturalised)

NATURALLY : English Turkish

adv. doğal olarak, elbette, doğuştan

NATURALNESS : English Turkish

n. doğallık, tabiilik