English Turkish
NAVEL ORANGE : English Turkish
n. göbekli portakal, yafa portakalı
NAVEL-GAZING : English Turkish
(Argo) kendini düşünme, kendisiyle meşgul olma; kendisi ile gereksiz ilgilenme; aşırı iç gözlem
NAVELWORT : English Turkish
n. (Botanik) saksıgüzeli, Hydrocotyle cinsine ait sarmaşık türü bitki
NAVICERT : English Turkish
n. serbest geçiş belgesi (gemi)
NAVICULA : English Turkish
n. yüksekliği ölçen eski denizcilik aleti
NAVICULAR : English Turkish
adj. kayık şeklinde
NAVICULARE : English Turkish
n. sandal kemik, el bileği kemiklerinden biri; ayak bileği kemiği
NAVIGABILITY : English Turkish
n. gidiş gelişe uygunluk (su)
NAVIGABLE : English Turkish
adj. gemi ile geçilebilir, denize dayanıklı
NAVIGABLY : English Turkish
adv. gemi ile geçilebilir bir şekilde, gemi yolculuğu yapılabilir bir şekilde, geçirilebilir bir şekilde
NAVIGATE : English Turkish
v. gemi yolculuğu yapmak, gemi ile geçmek, tekne kullanmak
NAVIGATING : English Turkish
n. gemi veya uçak seyrini planlama ve yönlendirme; dümen kullanma; içinden veya üzerinden yolculuk yapma (su kütlesi, vs.)
NAVIGATING BRIDGE : English Turkish
kaptan köşkü, gemide dümen kullanma platformu
NAVIGATING OFFICER : English Turkish
seyir subayı, pilot subayı, kumanda ve dümen kullanmadan sorumlu olan askeri görevli
NAVIGATION : English Turkish
n. gemi yolculuğu, gemicilik, sefer, denizcilik, navigasyon
NAVIGATION CONTEST : English Turkish
denizcilik yarışması, yarışmacıların bir rota üzerinden mümkün olduğu kadar hızlı geçerek final çizgisine ulaşmaları gerektiği yarışma
NAVIGATION MARCH : English Turkish
eferans noktaları arasında bulunması gereken sınır
NAVIGATION MISSILE : English Turkish
n. uzaktan güdümlü füze, uzaktan kumandalı füze
NAVIGATIONAL : English Turkish
adj. seyrüsefer ile ilgili, gemi yolculuğu ile ilgili (deniz araçları veya uçakların seyrini planlama ve yönlendirme)
NAVIGATIONAL AIDS : English Turkish
seyir yardımcısı olan araçlar, seyrüsefere sırasında yardımcı olan araçlar, yönlendirmeye yardımcı olmak için kullanılan aygıtlar
NAVIGATIONAL SYSTEM : English Turkish
seyir sistemi, gemi uçak veya araç yönlendirmek için kullanılan sistem
NAVIGATOR : English Turkish
n. gemici, denizci
NAVIGATOR : English Turkish
n. denizci, gemi yolculuğu yapan kimse; deniz araçları veya uçakların seyrini planlayan veya yönlendiren kimse
NAVISTAR : English Turkish
adj. Navistar International tarafından tasarlanan yada Navistar International'a ait
NAVISTAR INTERNATIONAL : English Turkish
Navistar uluslararası şirketi, İllinois merkezli Amerikan şirketi, şirketlerinin otomobil üretimi ve finans sektöründe faaliyet gösterdiği holding şirketi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani