Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NEEDLE TIME : English Turkish

n. plâk çalma zamanı (radyo)

NEEDLE'S EYE : English Turkish

iğne deliği

NEEDLE-SHAPED : English Turkish

iğne biçiminde, iğneye benzeyen, iğne gibi, ince uzun ve sivri

NEEDLECASE : English Turkish

n. iğne kutusu

NEEDLECRAFT : English Turkish

n. dikişçilik

NEEDLEFISH : English Turkish

n. zargana

NEEDLELIKE : English Turkish

adj. iğneye benzer, iğne gibi; iğne biçiminde olan

NEEDLEPOINT : English Turkish

n. ince uç, oya işi

NEEDLER : English Turkish

n. iğneleyici kimse, alaycı kimse

NEEDLES : English Turkish

n. iğneler

NEEDLESS : English Turkish

adj. gereksiz, lüzumsuz, boşuna

NEEDLESS TO SAY : English Turkish

söylemeye gerek yok,
olduğu apaçık-,
olduğu belli

NEEDLESS WORK : English Turkish

gereksiz çalışma, lüzumsuz çalışma, anlamsız çalışma

NEEDLESSLY : English Turkish

adv. gereksizce

NEEDLESSNESS : English Turkish

n. gereksizlik

NEEDLEWOMAN : English Turkish

n. dikişçi kadın

NEEDLEWORK : English Turkish

n. iğne işi, dikiş

NEEDLEWORKER : English Turkish

n. dikişçi, kadın terzi; nakış işleyen kimse; işleme yapan kimse

NEEDLING : English Turkish

n. (Tıp) yumuşak katarakt disseksiyonu

NEEDN'T : English Turkish

n. gerek duymama, ihtiyaç duymama, olmaması gereken şey

NEEDS : English Turkish

adv. ister istemez

NEEDS : English Turkish

n. ihtiyaçlar

NEEDS ENCOURAGEMENT : English Turkish

cesaretlendirmeye ihtiyacı var, olumlu desteğe ihtiyacı var

NEEDS HELP : English Turkish

yardıma ihtiyacı var, desteğe ihtiyacı var, yardım gerektiriyor

NEEDS HIM : English Turkish

ona ihtiyacı var, ona muhtaç, o
e gerekli, ona gerek duyuyor