English Turkish
NEEDS MONEY : English Turkish
paraya ihtiyacı var, sermayeye ihtiyacı var, nakit paraya ihtiyacı var, paraya gerek duyuyor
NEEDS MUST : English Turkish
adv. mutlâka, mecburen
NEEDS REINFORCEMENTS : English Turkish
desteğe ihtiyacı var, teşvike ihtiyacı var, devam etmesi için etkilenmeye gereksinim duyuyor
NEEDS TREATMENT : English Turkish
tedaviye ihtiyacı var, tıbbi bakıma ihtiyacı var, bakılmaya ihtiyacı var
NEEDY : English Turkish
adj. muhtaç, yoksul, fakir
NEEDY POPULATION : English Turkish
yoksul halk, belli bir kaynağa yeterli miktarda sahip olmayan nüfus (para, gıda, konut, vs. gibi)
NEEM : English Turkish
n. neem ağacı, Hindistan ve Sri Lanka’ya özgü kabuğu reçinesi ve tohum yağı için (hepsinin tedavi edici ve böcek öldürücü özellikleri vardır) yetiştirilen büyük tropikal hep yeşil kalan mauna benzer ağaç
NEEM OIL : English Turkish
n. neem yağı, neem ağacının meyvelerinden ve tohumlarından elde edilen cilt bakımı ürünlerinde ve böceksavar olarak kullanılan bitkisel yağ
NEEMAN : English Turkish
n. bir soyadı; Yuval Neeman (
2006), İsrailli fizikçi ve politikacı (İsrail parlementosu eski üyesi)
NEENCEPHALON : English Turkish
n. (Anatomi) artbeyin (beyni arka tarafı)
NEESON : English Turkish
n. bir soyadı; Liam Neeson (1952 doğumlu), 1993 yapımı "Schindler'in Listesi" filminde başrol oynayan (Oskar Schindler rolünde) İrlanda asıllı sinema oyuncusu
NEFARIOUS : English Turkish
adj. kötü, çirkin, alçak, hain
NEFARIOUSLY : English Turkish
adv. alçakça, kötülükle
NEFARIOUSNESS : English Turkish
n. aşağılık, adilik, kötülük, musibet
NEFAZODONE : English Turkish
n. pdepresyon tedavisinde kullanılan reçeteli ilaç
NEFERTITI : English Turkish
n. Nefertiti, (MÖ.
1350 ) antik Mısır kraliçesi ve Akhenaten'in karısı
NEG : English Turkish
negatif, fotoğraf negatifi
NEGAHOLIC : English Turkish
n. sürekli olumsuz tutum içinde olan kimse
NEGARA BRUNEI DARUSSALAM : English Turkish
n. Brunei, Pasifik Okyanusu'nda Borneo kıyılarının kuzeybatısında bulunan sultanlık (Güney Çin Denizi ve Malezya'ya sınır)
NEGATE : English Turkish
v. inkâr etmek, reddetmek, aksini ispatlamak, iptal etmek
NEGATION : English Turkish
n. inkâr, ret, olumsuzluk, eksiklik, red
NEGATION OF : English Turkish
n. zıddı
NEGATIVE : English Turkish
n. negatif, eksi, olumsuzluk, ret, olumsuz cevap, red
NEGATIVE : English Turkish
v. etkisiz hale getirmek, olumsuz cevap vermek, reddetmek
NEGATIVE : English Turkish
adj. negatif, olumsuz, ters, zıt, eksi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani