Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NEGRONESS : English Turkish

n. esmer tenli kadın; Zenci veya koyu renkli Afrika ırkı üyesi kadın (Antropoloji); Afro-Amerikan kadın (modern kullanımda küçümseyici bir ifade)

NEGROS : English Turkish

n. Negros adası, orta Filipinler'de bir ada

NEGUS : English Turkish

n. habeş hükümdarı

NEGUS : English Turkish

n. negüs, şarap ve sıcak su karışımı

NEHEMIAH : English Turkish

n. sürgün edilen Yahudileri İran'dan Kudüs'e geri getiren beşinci yüzyıl Yahudi lideri (İncil'den); Eski Ahit kitabı (İncil'den); bir erkek ismi

NEHRU : English Turkish

n. Jawaharlal Nehru (
1964), Hindistan'ın ilk başbakanı

NEIGH : English Turkish

n. kişneme

NEIGH : English Turkish

v. kişnemek

NEIGHBOR : English Turkish

n. komşu

NEIGHBOR : English Turkish

v. komşu olmak, bitişik olmak, yanında olmak

NEIGHBOR : English Turkish

adj. komşu, bitişik

NEIGHBORHOOD : English Turkish

n. muhit, çevre, civar, semt, komşular, komşuluk ilişkileri, merkezi yer

NEIGHBORING : English Turkish

adj. komşu, bitişik

NEIGHBORLINESS : English Turkish

n. komşuluk, dostluk

NEIGHBORLY : English Turkish

adj. komşu gibi, dostça

NEIGHBORLY : English Turkish

adv. komşu gibi, dostça

NEIGHBORLY RELATIONS : English Turkish

komşuluk ilişkileri, birbirine yakın oturan insanlara arasındaki ilişki

NEIGHBORS : English Turkish

n. komşular

NEIGHBOUR : English Turkish

n. komşu

NEIGHBOUR : English Turkish

adj. komşu, bitişik

NEIGHBOUR : English Turkish

v. komşu olmak, bitişik olmak, yanında olmak

NEIGHBOURHOOD : English Turkish

n. muhit, çevre, civar, semt, komşular, komşuluk ilişkileri, merkezi yer

NEIGHBOURING : English Turkish

adj. komşu, bitişik

NEIGHBOURLINESS : English Turkish

n. komşuluk, dostluk

NEIGHBOURLY : English Turkish

adj. komşu gibi, dostça