Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NEPOTISTICALLY : English Turkish

adv. akraba kayırımı yaparak, akraba kayırma ile ilgili olarak, akrabalara iltimas göstererek

NEPTUNE : English Turkish

n. deniz tanrısı [mit.], Neptün [mit.], Neptün [astr.]

NEPTUNIAN : English Turkish

adj. neptün ile ilgili, neptün, suyun etkisi ile oluşmuş

NEPTUNIUM : English Turkish

n. neptünyum, plütonyum üretiminin yan ürünü olan uranyum cevherlerinden elde edilen radyoaktif metalik element (Kimya)

NERD : English Turkish

n. inek öğrenci

NERDY : English Turkish

adj. modası geçmiş, popüler olmayan veya modaya uymayan; inek öğrencilere ilişkin

NEREID : English Turkish

n. su perisi, deniz kurdu

NEREUS : English Turkish

n. antik Yunan'da deniz tanrısı, Gaia ve Pontus'un oğlu, Nereidler'in babası (Yunan Mitolojisi)

NERIUM : English Turkish

n. zakkum

NERIUM OLEANDER : English Turkish

zakkum, güzel kokulu çiçekleri olan zehirli tropikal çalı türü

NERO : English Turkish

n. Nero Claudius Caesar (MS.
68 , Lucius Domitius Ahenobarbus olarak doğan), MS.
68 yıllarında Roma imparatoru

NERO CLAUDIUS CAESAR : English Turkish

n. Sezar, Ahenobarbus (MS.
68 , Lucius Domitius Ahenobarbus olarak doğan), MS.
68 yıllarında Roma imparatoru

NEROL : English Turkish

n. portakal çiçeği esansı

NEROLI OIL : English Turkish

neroli yağı, portakal çiçeklerinden elde edilen yağ

NERRIÈRE : English Turkish

n. bir soyadı; Jean-Paul Nerrière, Globish'i resmileştiren kendini beğenmiş Fransız

NERVATION : English Turkish

n. sinir biçimi, damar şekli (yaprak)

NERVATURE : English Turkish

n. sinir biçimi, damar şekli (yaprak)

NERVE : English Turkish

n. asap, sinir, cüret, yüzsüzlük, cesaret, soğukkanlılık, çaba, gayret, damar (yaprak)

NERVE : English Turkish

v. cesaret vermek, guçlendirmek

NERVE AGENT : English Turkish

n. sinir gazı

NERVE CELL : English Turkish

sinir hücresi, sinir sisteminin bir parçası olan hücre, nöron

NERVE CENTER : English Turkish

sinir merkezi, komuta merkezi

NERVE GAS : English Turkish

sinir gazı

NERVE ONESELF : English Turkish

cesaretini toplamak, cesur olmak, kendini hazırlamak

NERVE RACKING : English Turkish

sinir bozucu, sinirlendiren