English Turkish
ACARIASIS : English Turkish
n. akariyaz, akaritler enfestasyonu (bitki zararlıları ve sakırga)
ACARICIDAL : English Turkish
adj. böcek ve parazit öldürücü, akaritlerle ilgili olan (bitki zararlıları ve sakırga)
ACARICIDE : English Turkish
n. akarisit, böcek öldürücü malzeme veya madde (bitki zararlıları ve sakırga)
ACARID : English Turkish
n. kene
ACARIDAE : English Turkish
n. bir tür kene, bitki zararlıları ve sakırgalar türü ismi
ACARIDAN : English Turkish
adj. bir tür kene ile ilgili, ,akar ve kenegillere ait veya ilgili olan (bitki zararlıları ve sakırgalar türü)
ACARINA : English Turkish
n. akar ve kenegiller, bitki zararlıları ve sakırgalar türü
ACARINE : English Turkish
n. Akar ve kenegiller türünden olan biti zararlısı veya sakırga
ACAROLOGY : English Turkish
n. Kenebilim, kenelerin bilimsel araştırılması (bitki zararlıları ve sakırgalar)
ACAROPHOBIA : English Turkish
n. akarofobi, patolojik olarak cilt parazitlerinden korkma (Psikiyatri)
ACARPOUS : English Turkish
adj. ürün vermeyen, meyve vermeyen, meyve üretmeyen; kısır
ACARUS : English Turkish
n. akar, örümceğe benzeyen küçücük hayvan, böcekçik
ACATALEPSY : English Turkish
n. anlaşılmazlık, akıl ermezlik, Kuşkucu filozoflar tarafından savunulan insan bilgisinin hiçbir zaman belirli ya da kesin olmadığı felsefesi (Felsefe)
ACATALEPTIC : English Turkish
adj. anlaşılmazlıkla ilgili olan, anlaşılmazlığa ait olan, kesin olarak bilinmeyen, akıl ermez (Felsefe)
ACAUDAL : English Turkish
adj. kuyruksuz [zool.]
ACAUDATE : English Turkish
adj. kuyruksuz, kuyruğu olmayan
ACAULESCENT : English Turkish
adj. saplı, kısa gövdesi olan
ACCAD : English Turkish
n. Akad; eski Babil’de şehir, Nemrut’un krallığındaki şehirlerden biri (İncils)
ACCADIAN : English Turkish
n. Akadca; eski Asur ve Babil’in Sami dili (Akkadian olarak da geçer)
ACCADIAN : English Turkish
n. Akatlı
ACCADIAN : English Turkish
adj. Akadlı; Akad’ın veya burada yaşayan; Akadca’nın, Akad dilinin
ACCEDE : English Turkish
v. kabul etmek, razı olmak; yönetime geçmek, iktidara gelmek, tahta çıkmak
ACCEDE TO : English Turkish
kabul etmek, başkasının bakış açısına saygı göstermek; belli bir duruma razı olmak
ACCEDE TO THE MINISTRY : English Turkish
v. bakan olarak iş başına gelmek, diyanet bakanı olarak aktif pozisyonda olmak; dini hizmet için papazlık rütbesi almak
ACCEDE TO THE THRONE : English Turkish
tahta geçmek, tahta çıkmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani