Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ACCEDENCE : English Turkish

n. kabul etme eylemi, razı olma eylemi; anlaşmaya varma eylemi

ACCEDER : English Turkish

n. anlaşan, kabul eden; anlaşmaya varan kimse; iktidara yükselen kimse

ACCELERANDO : English Turkish

adv. accelerando, hızlanarak

ACCELERANT : English Turkish

n. pozitif katalizör

ACCELERANT : English Turkish

adj. hızlandıran, artıran

ACCELERATE : English Turkish

v. hızlanmak, hız kazanmak, hızlandırmak, çabuklaştırmak, gaza basmak; canlandırmak; özendirmek

ACCELERATE THE PACE : English Turkish

tempoyu hızlandırmak, hızlı gitmek, hızı çabuklaştırmak

ACCELERATED : English Turkish

adj. hızlandırılmış

ACCELERATED COURSE : English Turkish

hızlandırılmış kurs, hızlı tempoyla öğrenim görülen kurs

ACCELERATED DEPRECIATION : English Turkish

hızlandırılmış amortisman, mülkiyet değerinin ilk aktif olduğu yıllarda büyük ölçüde düşmesi (Muhasebe)

ACCELERATED GRAPHIC PORT : English Turkish

n. Hızlandırılmış Grafik Çıkışı; (Bilgisayar) 3d grafiklerin görünümümü geliştiren ve hızlandıran arayüz, AGP

ACCELERATING : English Turkish

adj. hızlandırıcı, hızlanan, artan

ACCELERATING GRID : English Turkish

n. hızlandırma etkisi

ACCELERATING THE PACE : English Turkish

tempoyu hızlandırma, hızı veya oranı hızlandırma

ACCELERATION : English Turkish

n. süratlenme, hızlandırma, hızlanma, ivme

ACCELERATION DUE TO GRAVITY : English Turkish

yerçekimi ivmesi, yerçekiminin etkileri nedeniyle yolun artışı

ACCELERATION LANE : English Turkish

n. hız şeridi

ACCELERATION OF GRAVITY : English Turkish

yerçekimi ivmesi, yerçekimi etkisi altında serbest düşen cismin hızlanması (yaklaşık olarak saniyede 32 fite eşit olan)

ACCELERATIVE : English Turkish

adj. hızlandırıcı, hızı yükseltme eğiliminde olan

ACCELERATOR : English Turkish

n. hızlandırıcı; gaz pedalı; sempatik sinir

ACCELERATOR KEY : English Turkish

kısayol tuşu, belirli işlemler yapmak için hızlı erişim sağlayan tuş dizisi

ACCELEROMETER : English Turkish

n. ivmeölçer, ivmeyi ölçen aygıt

ACCENT : English Turkish

n. aksan, şive, vurgu, aksan işareti; ağız; ayırıcı özellik; önem

ACCENT : English Turkish

v. vurgulamak, vurgulu okumak; üzerinde durmak

ACCENT MARK : English Turkish

n. aksan işareti, ayırıcı işaret, nasıl telaffuz edildiğini göstermek için harfin üstüne veya altına konulan işaret (Arapça ’da, İspanyolca ’da, vs. kullanılan)