English Turkish
ACCEPTABLE : English Turkish
adj. kabul edilebilir, uygun, kabul edilir, makbul, makul, geçerli, geçer; elle tutulur
ACCEPTABLE EXCUSE : English Turkish
meşru mazeret, ikna edici açıklama, yeterli neden
ACCEPTABLE SOLUTION : English Turkish
kabul edilebilir çözüm, tatmin edici karar, uygun cevap
ACCEPTABLE USE POLICY : English Turkish
Kabul Edilebilir Kullanım Politikası; bir internet erişim sunucusu üzerindeki kullanıcıların uyması gereken yönergeler
ACCEPTABLENESS : English Turkish
n. kabul edilebilirlik, kabul edilebilir olma niteliği, makbul olma niteliği
ACCEPTABLY : English Turkish
adv. geçerli olarak, kabul edilebilir şekilde, tatmin edici olarak, yeterli olarak
ACCEPTANCE : English Turkish
n. kabul etme, onaylama, kabul, onama; üstlenme, teslim alma, alma, akseptans
ACCEPTANCE BY CONDUCT : English Turkish
yönetme ile kabul etmek, bir sözleşmenin imzalamasına neden olan şartların karşılanması
ACCEPTANCE FLIGHT : English Turkish
kabul uçuşu, ilk defa hizmete girmeden önce uçağı test eden doğrudan üreticiden gerçekleşen uçuş
ACCEPTANCE OF GOODS : English Turkish
ürünlerin kabulü, ürünlerin alınması
ACCEPTANCE TEST : English Turkish
kabul testi, bir ürünün amacına uygun olup olmadığını test eden son test
ACCEPTANT : English Turkish
adj. kabul etme, kabul, almak, alıcı
ACCEPTATION : English Turkish
n. kabul, anlam
ACCEPTED : English Turkish
adj. kabul edilen, tanınan, makbul
ACCEPTED A BRIBE : English Turkish
üşvet almıştır, rüşvet kabul etmiştir, resmi görevini yerine getirirken para veya armağanlar almıştır
ACCEPTED A PHONE CALL : English Turkish
çağrı kabul etmiştir, telefon çağrısına cevap vermiştir, bir çağrıyı kabul etmek
ACCEPTED ARBITRATION : English Turkish
hakem yolu ile uzlaşmayı kabul etmek, yetkili arabuluculuk, tasdiklenmiş arabuluculuk
ACCEPTED FACT : English Turkish
kabul edilmiş olan gerçek, yerleşmiş olan gerçek veya durum, onaylanan hakikat
ACCEPTED HIMSELF : English Turkish
kendini kabul etmiş, kendini olduğu gibi kabul etti, kendini beğenmeyi öğrendi
ACCEPTED HIS AUTHORITY : English Turkish
yetkisini kabul etmiştir, yetkisini tanımıştır, onu dinlemiştir, onun daha yüksek gücünün kabul etmiştir
ACCEPTED PRINCIPLES OF ACCOUNTING : English Turkish
muhasebenin kabul edilmiş ilkeleri, muhasebenin onaylanmış standartları, muhasebenin standart uygulamaları
ACCEPTED THE MAJORITY'S DECISION : English Turkish
çoğunluğun kararını kabul etmiş, daha çok kişi tarafından alınan karara razı olmuştur
ACCEPTED THE OFFER : English Turkish
teklifi kabul etmiştir, öneriyi kabul etmiştir, teklifte mutabık kalınmıştır
ACCEPTED THE SITUATION : English Turkish
durumu kabul etmiştir, durumla barışmıştır
ACCEPTEDLY : English Turkish
adv. kabul ederek, makul bir şekilde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani