Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ACCIDENT FREE : English Turkish

kazasız

ACCIDENT FUND : English Turkish

kaza fonu, kaza olayında masrafları karşılamak için ayrılan para miktarı

ACCIDENT INSURANCE : English Turkish

kaza sigortası, kaza olayında ödemeleri karşılayan sigortalama (araba, vs.)

ACCIDENT PRONE : English Turkish

kazaya eğilimli, çok kaza yapan

ACCIDENTAL : English Turkish

adj. kazara olan; tesadüfi, rastlantı sonucu olan

ACCIDENTAL : English Turkish

n. tesadüfen gelen bemol ya da diyez

ACCIDENTAL ATTACK : English Turkish

n. kazara saldırı, insan hatası, mekanik arıza ya da üçüncü taraf nedeniyle olan ve kasıtlı ulusal plan olmadan gerçekleşen saldırı

ACCIDENTAL DEATH : English Turkish

n. kazara ölüm

ACCIDENTAL ENCOUNTER : English Turkish

tesadüfen karşılaşma, şans eseri görüşme, planlamış olmayan karşılaşma

ACCIDENTAL ERROR : English Turkish

arızi hata, istemeyerek yapılan hata

ACCIDENTAL SHOOTING : English Turkish

kazara ateş etmek, silâhı istemeyerek ateşlemek

ACCIDENTALLY : English Turkish

adv. kazara
tesadüfen, rastlantı sonucu

ACCIDENTALLY-ON-PURPOSE : English Turkish

ilerek olduğu halde kazara yapmış gibi göstermek (Argo) görünürde kazara ancak gizlenmiş kötü niyet veya fenalık ile yapılan

ACCIDENTALNESS : English Turkish

n. kaza eseri olma, şans, tesadüf, planlanmış veya kasıtlı olmama niteliği

ACCIDIE : English Turkish

n. cansızlık, kaygısızlık, hissizlik, halsizlik, ilgisizlik; bıkkınlık; uyuşukluk

ACCIPITER : English Turkish

n. bayağı atmaca, yırtıcı kuş (kartal ve şahini dahil eden familya üyesi)

ACCIPITRAL : English Turkish

adj. şahinler veya kartallar familyasından olan, şahinler, kartallar veya onların özellikleriyle ilgili olan

ACCLAIM : English Turkish

n. alkış; beğeni

ACCLAIM : English Turkish

v. alkışlamak, alkışlarla karşılamak, ilan etmek (alkışlarla); övmek

ACCLAIM SMB. AS KING : English Turkish

v. kral ilan etmek

ACCLAIM SMB. KING : English Turkish

v. kral ilan etmek

ACCLAIMED : English Turkish

adj. alkışlanan, ünlü, meşhur; tanınmış (özellikle birinin uzmanlık alanında)

ACCLAIMER : English Turkish

n. alkışlayan, öven kimse, takdir eden kimse

ACCLAMATION : English Turkish

n. alkışlama, alkış; kabul oyu

ACCLAMATORY : English Turkish

adj. alkışlayarak onaylama, alkış veya övgü ile onay belirtmek