Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ACCLIMATE : English Turkish

v. havaya alıştırmak, ortama alıştırmak, iklime alışmak, alışmak

ACCLIMATION : English Turkish

n. iklime alıştırma, ortama alıştırma, ortama alışma

ACCLIMATISATION : English Turkish

n. yeni bir çevreye alışma, yeni bir çevreye alışma süreci; alışkanlık (ayrıca acclimatization)

ACCLIMATISE : English Turkish

v. alışmak, yeni çevreye uymak; kendini alıştırmak (ayrıca 'acclimatize')

ACCLIMATIZATION : English Turkish

n. iklime alıştırma, ortama alıştırma, ortama alışma

ACCLIMATIZE : English Turkish

v. iklime alıştırmak, ortama alıştırmak, havaya alışmak, alışmak

ACCLIMATIZER : English Turkish

n. alışan kimse, uyan kişi veya şey, alışmış olan kişi veya şey (yeni bir çevreye)

ACCLIVITOUS : English Turkish

adj. eğimli, yukarıya doğru eğilimli; yükselen

ACCLIVITOUSNESS : English Turkish

n. eğimli olmak, yukarıya doğru eğilimli olma

ACCLIVITY : English Turkish

n. yokuş, bayır

ACCLIVOUS : English Turkish

adj. yokuşlu, yukarıya doğru eğilimli; yükselen

ACCO : English Turkish

n. İsrail’in kuzey sahilinde bulunan ve eski ve modern kısımları barındıran (Acre olarak da bilinir)

ACCOLADE : English Turkish

n. şövalyelik verirken kılıçla dokunma, onurlandırma, övgü, rabıta [müz.]

ACCOLATED : English Turkish

adj. üst üste gelmiş, örtüşen ve aynı yöne bakan

ACCOMMODATE : English Turkish

v. alıştırmak, uydurmak, uyum sağlamak, alışmak, bağdaştırmak; sağlamak, kalacak yer sağlamak; yerleştirmek, uzlaştırmak

ACCOMMODATE FACTS TO THEORY : English Turkish

v. gerçeği teori ile bağdaştırmak

ACCOMMODATE ONESELF : English Turkish

v. uyum sağlamak, uymak, alışmak

ACCOMMODATE ONESELF TO CIRCUMSTANCES : English Turkish

v. ayağını yorganına göre uzatmak

ACCOMMODATE PRIOR BOOKING : English Turkish

önceden ayırtılan yer, daha erken ödenmiş olan rezervasyonlar

ACCOMMODATE SMB. WITH : English Turkish

v. sağlamak, tedarik etmek

ACCOMMODATE SMB. WITH MONEY : English Turkish

v. para sağlamak

ACCOMMODATING : English Turkish

adj. uysal, uyumlu, uygun; mezhebi geniş

ACCOMMODATINGLY : English Turkish

adv. uygun bir şekilde, esnek biçimde, uyumlu bir şekilde

ACCOMMODATION : English Turkish

n. uyma, uyum; kalacak yer, yatacak yer; sağlama, bulma (para vb.), borç; uyuşma, uzlaşma, uzlaştırma

ACCOMMODATION ADDRESS : English Turkish

n. geçici adres