Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THERBLIG : English Turkish

n. bir işçi tarafından yapılan basit temel vücut hareketi; endüstriyel işlemleri hesaplamak için iş/çalışma birimi

THERE : English Turkish

pron. şuradaki

THERE : English Turkish

adv. şurada, orada, oralarda, oraya, o konuda

THERE : English Turkish

interj. gördün mü, işte

THERE AIN'T NO JUSTICE : English Turkish

orda adalet yok, hayat adil değil, dünyada adalet yok

THERE AIN'T NO SUCH THING AS A FREE LUNCH : English Turkish

edava bir öğle yemeği gibisi yoktur, bedava bir öğle yemeğinden daha güzel bir şey yoktur, kalite ucuz olmaz

THERE ARE : English Turkish

var (çoğul)

THERE ARE INSECTS IN MY ROOM : English Turkish

odamda böcekler var

THERE ARE MANY MORE FISH IN THE SEA : English Turkish

denizde daha çok balık var, geldii yerde daha çok var, hepsi bu değil, dünyada daha önemli şeyler var

THERE ARE NO DOUBLE ROOMS LEFT : English Turkish

çift kişilik odamız kalmadı

THERE ARE NO MORE SEATS ON THIS PLANE : English Turkish

uçakta yer yok

THERE ARE NO SINGLE ROOMS LEFT : English Turkish

tek kişilik odamız kalmadı

THERE ARE NO TICKETS FOR TONIGHT : English Turkish

u gece için bilet yok

THERE ARE NO WORDS TO DESCRIBE : English Turkish

tarif edecek kelime yok, tanımlayacak söz bulamıyorum, kelimelerle anlatılamaz, kelimelerle tanımlanamaz, o kadar inanılmaz ki

THERE ARE PEOPLE INJURED : English Turkish

yaralılar var

THERE ARE STILL RESIDUES : English Turkish

hala kalıntılar mevcut, anı kalıyor, unutması zor

THERE ARE TWO SIDES TO EVERY COIN : English Turkish

her paranın iki tarafı vardır, her meselenin iki tarafı vardır, bir şeylere bakmanın daima iki yolu vardır, meselenin birde diğer tarafı var

THERE ARE TWO SIDES TO EVERY QUESTION : English Turkish

her problemin iki tarafı vardır, bir tartışmada daima iki taraf vardır, hiçbirşey tamamen pürüzsüz ve tartışılmaz değildir, herşey nereden baktığına bağlı, herşey bakış açısına bağlı

THERE DOESN'T SEEM TO BE MUCH DAMAGE : English Turkish

fazla hasar yok gibi gözüküyor

THERE GOES A CUSTOMER : English Turkish

ir müşteri gidiyor, bir müşteri kaybettik, müşteri geri dönmeyecek

THERE HAS BEEN A BREAK IN : English Turkish

ir hırsızlık oldu

THERE HAS BEEN A BREAKDOWN : English Turkish

ir arıza oldu

THERE HAS BEEN AN ACCIDENT : English Turkish

ir kaza oldu

THERE IS : English Turkish

var (tekil)

THERE IS A THREAT OF RAIN : English Turkish

yağmur yağacağa benziyor