Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THERE IS SOMETHING WRONG WITH THE GEARS : English Turkish

viteste bir sorun var

THERE IS SOMETHING WRONG WITH THE IGNITION : English Turkish

ateşlemede bir sorun var

THERE IS SOMETHING WRONG WITH THE OIL PRESSURE : English Turkish

yağ basıncında bir sorun var

THERE IS SOMETHING WRONG WITH THE STARTER : English Turkish

starterde bir sorun var

THERE IS SOMETHING WRONG WITH THE TRANSMISSION : English Turkish

vites kutusunda bir sorun var

THERE IS THE DEUCE TO PAY : English Turkish

sonu fena olacak, acısı çıkacak, pahalıya ödersin

THERE IS THE DEVIL TO PAY : English Turkish

acısı fena çıkacak

THERE IS YET : English Turkish

hala orda, hala sahibiz, we still have

THERE MUST BE A MISTAKE : English Turkish

ir hata olmalı

THERE NOW : English Turkish

interj. haydi şimdi

THERE OUGHT TO BE : English Turkish

u olmalı, bu yapılmalı

THERE WAS A MISTAKE : English Turkish

ir hata vardı, bir hata oldu, bir hata meydana geldi, bir yanlış oluştu

THERE WAS AN IMPROVEMENT : English Turkish

ir gelişim vardı, bir gelişme gösterildi, nesneler veya şeyler daha iyiye döndü

THERE WAS CHEMISTRY BETWEEN THEM : English Turkish

aralarında bir kimya vardı, birini diğerine çeken bir çekim vardı, birbirlerini anlıyorlardı, aralarında doğrudan karşılıklı anlayışa sahiptiler

THERE WAS DAMAGE : English Turkish

hasar vardı, mülkiyet hasar gördü, mülkiyetin kaybı veya yıkımı yaşandı

THERE WAS NO MORE DOUBT : English Turkish

şüpheye yer yoktu, daha fazla şüpheye mahal yoktu, tüm şüpheler giderildi, kesin olarak kararlaştırıldı

THERE WAS NO OTHER WAY : English Turkish

aşka yol yoktu,
dan kaçış yoktu

THERE WERE : English Turkish

oradaydı, orada var oldu, orada yaşadı

THERE WERE NO CASUALTIES : English Turkish

can kaybı yaşanmadı, kayıplar olmadı, yaralanan veya incinen kimse yoktu

THERE WERE NO SURVIVALS : English Turkish

hayatta kalan olmadı, kurtulan olmadı, kimse hayatta kalmadı, herkes öldürüldü

THERE WILL BE TROUBLE : English Turkish

sorun çıkacak, bir problem olacak, bir aksilik olacak, bir talihsizlik yaşanacak

THERE YOU ARE! : English Turkish

işte burdasın!, işte ordasın!

THERE'S : English Turkish

orada mevcudiyetini koruyor, orada yaşıyor; orada bulunuyor

THERE'S A BUTTON MISSING : English Turkish

ir düğme eksik

THEREWITHAL : English Turkish

adv. bununla beraber, keza, aynı zamanda